Bu soruların yanıtına ilişkin ayırtlı görüşler var. Ancak büyük ölçüde biliğimize başka bir deyişle usumuza düşen ilk bilgi Altay dağları, Tanrı dağı, Orkun, Selenge, Yenisey ırmağı dolaylarıdır.
Türklerin öz yurdu genel anlamda Orta Asya’dır. Ancak Orta Asya çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Daha dar anlamda Türklerin ilk yurdu Orta Asya’nın hangi bölgesidir sorusuna yanıt vermek gerekir.
Öz yurdumuz konusunda ayırtlı görüşler ortaya atılsa da gerçek bellidir. O gerçek bizi Altay dağlarına götürüyor. Dahası Tanrı dağı artı Sayan dağlarına götürüyor. Günümüzde Kazakeli, Ruseli, Moğoleli artı Çin’in kesiştiği bölge Türklerin öz yurdudur.
Bugün ilk artı öz yurdumuzun yüzde 62’si Rusların elindedir. Yüzde 29’u ise Moğoleli egemenliğinde, yüzde 4’ü ise Çin’in elindedir. Yalnızca yüzde 5’i bağımsız Kazakeli’nin içindedir.
İlk artı öz yurdumuzun yüz ölçümü yaklaşık 1 binkezbin artı 65 bin km2 dolayındadır.
Bölge bitki türleri bakımında çok varsıldır. 680 tür bitki bulunmaktadır. Bunların yüzde 6’sı o bölgeye özgü bitkilerden oluşmaktadır.
Türkler ilkin işte bu bölgede yaşamışlardır.
Türklerin yurdu daha sonra genişlemiş artı Türkler yeryüzünün neredeyse tüm bölgelerine yayılmışlardır. Bu tümceden olarak belirtelim; yeryüzünde Türk’ün izine denk gelinmeyen bir yer neredeyse yoktur. Avustralya, Yeni Zelanda gibi yerlerde bile Türk izine, en azından yakın dönemdeki göçlerden sonra, denk gelmemek olanaksızdır.
Öte yandan Türk’ün gerçek yurdu Türk dilidir. Toprağı yurt yapan üzerinde konuşulan dilin Türkçe olmasıdır. Yurt olarak Türk dilinin konuşulduğu yerleri taban almak kuşkusuz çok yerinde. Ancak duygusal açıdan bakıldığında Türk’ün yurdunu Türkçede bulmak gerek. Türk’ün yurdu Türkçenin ta kendisidir.
Yurt denildiğinde yine de bir toprak kesiti usa gelir. Bu bağlamda gerçeği bir kez daha dile getirelim; Türkçenin konuşulduğu yerler yurdumuzdur. Türkçe bugün yeryüzünün değme bölgesinde artı değme ülkesinde konuşuluyor.
Ancak Türk sayısının çokça olduğu yerleri yazmak gerekirse; Sibireli’nin Kuzeyinden Kerkük’e, Kosova’dan Moğoleli’ne, Gagavuzeli’nden Doğu Türkeli’ne, oradan Güney Türkeli’ne, Tebriz’den Kıbrıs’a, oradan Kırım’a, Sekeleli’nden Tatareli’ne değin büyük artı geniş bir alan söz konusudur. Bu alan gerçekte bizim “Büyük Türkeli” dediğimiz bütün Türklük ülkesidir.
Günümüzde Türkçe konuşanların sayısının en çok olduğu yeryüzü kesimi kuşkusuz küçük Türkeli’dir. Küçük Türkeli, Anadolu artı Trakeli’nden oluşuyor. Küçük Türkeli, Büyük Türkeli’nin önderidir. Küçük Türkeli’nin yönetsel özeği Ankara’dır. Büyük Türkeli’nin gelecekteki yönetsel özeği ise geçmişte olduğu gibi Ötüken olmalıdır. Ötüken bugün Moğoleli’nin içindedir. Moğoleli’ni Büyük Türkeli’ne bağlı bir bölge olarak görmeliyiz. Niyesi geçmişin değme evresinde hep böyle oldu.
Günümüzde Türk yurdu bölünmüş durumdadır. Bundan ötürü de Türk yurtları demek durumunda kalıyoruz.
Türk yurtlarının büyük bölümü yadların egemenliği altında bulunuyor.
Gün gelecek bütün yurtlarımız birleşecek, yurtlar yurdu olarak büyük Türk yurdu bütünleşecektir. Büyük Türk yurdunda Büyük Türkeli kurulacaktır.
Bugünden o güne sesimiz yankılansın.
Bugünden o güne sözümüz varsın.
Yaşasın Türk yurtları!
Yaşasın Büyük Türkeli ereği!
Bu arada yurt sözcüğü Türkçede yalnızca ülke anlamına gelmez. Türk’ün evi olan otağa da kimi Türk dili kollarında yurt denilir.
Uruğumuzun evi de yurt, ulusumuzun ülkesi de yurttur.
İki anlamda da yurdumuz var olsun, ulusumuz sağ olsun!
Yurt sözcüğümüzün başka anlamları da var.
Sözgelimi öğrenci evi anlamına gelen “öğrenci yurdu” gibi…
Sözgelimi “düşkünler yurdu” gibi…
Türk’ün dili de yurdu da geniş artı çok anlamlıdır.
Öyleyse yaşasın yurdumuz!