Eşeli, Biden yönetiminin dış politika hamlelerinin, özellikle silah endüstrisinin finansmanı konusunda farklı bir yaklaşım sergilediğine dikkat çekerek, Trump’ın ikinci döneminde, bu sektörü “savunmasız sivillerin hayatına kastetmek amacıyla” kullanmaktan kaçınacağına dair beklentisini dile getirdi. Bu bağlamda, Trump’ın İsrail-Filistin-Lübnan ekseninde yaşanan çatışmaların azalması yönünde daha dengeli bir politika izleyeceğini öngördü. Ancak, Trump’ın Batı Şeria gibi işgal altındaki bölgelerde İsrail’in egemenliğini tanıyabileceği yönündeki emarelerin mevcut olduğunu da ifade etti.
Eşeli, Trump’ın İsrail’e destek vermeye devam edeceğini, ancak Biden döneminde sıklıkla eleştirilen “etnik temizlemeye açık çek” politikasına karşı mesafeli duracağını söyledi. Ayrıca, Trump’ın İran’a yönelik sert tavrını sürdürme ihtimaline de vurgu yaparak, “Trump, İran’la nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından İsrail’in bu ülkeye yönelik hava harekatlarını desteklemeye devam edecek” dedi.
Eşeli’nin analizinde, Trump’ın uluslararası ilişkilerde Demokratlar, Neoconlar, NATO, AB ve Avrupa’daki küreselci siyasetçilerin oluşturduğu ittifakın, Rusya-Ukrayna savaşını uzatma niyetine karşı duracağına dair bir değerlendirme de yer aldı. Trump’ın, bu savaşı kısa vadede sonlandırmaya yönelik çaba göstereceğini ifade eden Eşeli, bu konuda “Rusya’nın savaşın karmaşık hale gelen sürecinden çıkışını sağlayacak çözüm arayışlarının önemli olduğunu” belirtti.
“Türkiye, Orta Doğu-ABD ilişkilerindeki değişime hazırlıklı olmalı”
Türkiye’nin Trump’ın “ABD’nin enerjisini Orta Doğu’dan Asya-Pasifik bölgesine kaydıracağı”na dair açıklamalarını dikkate alması gerektiğine vurgu yapan Eşeli, “Bu durumda Türkiye’nin, özellikle Suriye’de yaşanan jeopolitik sıkışmayı aşacak dış politika hamlelerini hazırlaması gerekmektedir. Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve MİT’in ehil kadroları eşliğinde, acil bir eylem planı oluşturulmalıdır” dedi.
AK Parti’nin liyakat esaslı bir dış politika çizgisine dönmesi şart
Eşeli, Türkiye’nin diplomasi ve dış politikasında yeniden devlet geleneklerine uygun, liyakate dayalı bir çizgiye dönmesi gerektiğinin altını çizdi. “AK Parti’nin partici ve mezhepçi çizgideki dış politika tercihleri Türkiye’nin itibar kaybına yol açmıştır. Bu politikaların değiştirilerek, Türk Devlet Geleneği’ne uygun bir refleksle liyakatli kadrolara kulak verilmesi ve yeniden ‘Devlet-i Ali’ anlayışına dönülmesi, ülkemizin bölgesel ve küresel çıkarları açısından kaçınılmazdır,” dedi.