Bildiğiniz üzere 21 Mart’ta kuruluşumuzu bir bildirge ile kamuoyuna duyurduk. İlgi gösteren ve omuz vermek isteyen herkese sağ olun diyoruz. İşbirliği ve dayanışma içinde derneğimizi bütün illerde örgütlemek ve Türkiye’nin en büyük yurttaş örgütü durumuna getirmek istiyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımıza en kısa sürede başlayacağız.
Bu bağlamda ilgilenen ve örgütlenmede yer almak isteyen bütün yurttaşlarımıza derneğimizin düşünsel kimliğine ilişkin bir kez daha bilgi vermek istiyoruz.
Toplumsal Esenlik Derneği, ulusumuzun birlik ve bütünlüğünü savunan, her türlü ayrışmaya ve ayrılığa karşı çıkan, özgür ve özgün bir ulusal oluşumdur. Bu oluşumun kökleri ata yurdumuz Ötüken’den Anadolu’ya uzanan tarihsel yolculuğa dayanmaktadır.
Binlerce yıllık geçmişimizde yaşadığımız acı ve tatlı anılar, büyük değişim ve dönüşümler, tarihsel kırılmalar ve yaşamsal seçimler güncel kimliğimizi ören kültürel değerlerin kaynağını oluşturmuştur.
Ancak özellikle son bin yıllık süreçte ulusumuz kimi dinsel ve mezhepsel etkilerle özgün kimliğine yad bir takım ögelerin akınına uğramıştır. Ulusal varlığımızın tabanını oluşturan dilimiz başta olmak üzere geleneklerimiz, inançlarımız ve yaşam biçimimiz başka kimliklerin içinde erime tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Ancak dilsel, inançsal ve siyasal varlığını yitirmek üzere olan ulusumuz, 20. yüzyılın başında yeni bir diriliş ve var oluş savaşımına girişerek yitip gitmekten ve tarihin ölü ulusları arasına girmekten kurtulmayı başarmıştır. Ulusumuz tarihte örneği görülmeyen bir biçimde varlık yokluk savaşımından büyük bir utku ile çıkmıştır.
Kuşku yok ki söz konusu büyük utkunun öncüsü, ulusumuzun ölümsüz önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk bizi yeniden biz yapan büyük kurtarıcı ve eşsiz kurucudur.
Atatürk’ün güçlü bir esinle esinlendiği kaynak, tarihimizin derinliklerinden gelen ulusal bilinçtir. Atalarımızın bıraktığı varsıl kültürel birikim, ulusumuzun ayağa kalkmasında ve ulusal kimliğin yeniden örülmesinde en büyük güç kaynağını oluşturmuştur.
Atatürk tarihsel güç kaynaklarımızın yanı sıra evrensel ve güncel anlayışları da ulusal savaşıma katarak, aklın ve bilimin kılavuzluğunda yenilenmenin yolunu açmıştır. Bu yol aydınlanma yoludur.
Sevgili yurttaşlarımız,
Bu topraklarda aydınlanma savaşımı, Cumhuriyet devrimi ile büyük bir sıçrama gerçekleştirmiştir. Cumhuriyet devrimi, toplumu kof inançlardan, hurafelerden ve akıl dışı anlatılardan kurtarıp bilimin ışığıyla aydınlatmayı amaçlamıştır. Cumhuriyet devrimi, öznel inanış ve kanıları değil olgusal gerçekleri taban alarak yaşamı anlamlandırmada yeni bir anlayışla eşsiz bir çığır açmıştır.
Cumhuriyet devrimi laikliğe ve uluslaşmaya dayanır.
Laiklik, yaşamın her alanında bilimi ve usu kılavuz edinmek demektir. Bilime ve usa aykırı hiçbir düşünüşü ve hiçbir kanıyı dikkate almamak, nesnel ve olgusal gerçekler düzleminde eğitimden sanata, siyasetten ticarete her alanda yeni bir yaşam kurmaktır.
Bu yaşamda tarikat ve cemaat gibi dinsel ve mezhepsel yapılara yer yoktur. Zira bu yapılar olgusal gerçeklere aykırı öznel düşünüş ve inanışları kullanarak kitlelerin gerçeklikle bağını koparmaktadır. Gerçeklikle bağı kopan bir toplumun ilerlemesi, güçlenmesi ve mutlu bir yaşam sürmesi olanaksızdır. Öte yandan din ve mezhep ancak bireysel ve özel yaşamın konusu olabilir.
Laiklik, aynı zamanda inanç özgürlüğünü güvence altına alan bir anlayıştır. Bu anlayış, hiçbir inancın başka bir inanç üzerinde egemenlik ve baskı kurmasına geçit vermez. Hiçbir inancın kendisini tek gerçek olarak dayatmasına olanak tanımaz. Zira her inancın doğruları kendine özgüdür.
Uluslaşmaya gelince…
Uluslaşma bir toplumun, oymak, etnik topluluk ve boy gibi çeşitli yapıların üzerine çıkıp dili ve yanı sıra öbür kimi ortak değerleri taban alarak daha kuşatıcı ve daha üst bir yapıda yeniden örgütlenmesi demektir. Bu örgütlenmenin en doruk noktası devletleşmedir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bizim toplumumuzun uluslaşma deviniminin görkemli bir sonucudur. Bu sonucu gerçekleştiren kurtuluş ve kuruluş mücadelemiz, Batı yayılmacılığı ve Doğu kültür sömürgeciliğine karşı verilmiştir.
Batı, siyasal bağımsızlığımızı yok etmek isterken, Doğu da kültürel varlığımız üzerinde kurduğu bin yıllık boyunduruğu sürdürme amacında olmuştur. O dönemde Doğunun siyasal bağımsızlığının olmayışı, kültürel egemenliğini sürdürüyor olma gerçeğini görmemize engel olmamalıdır.
Ulusumuz, Ulu Önder Atatürk’ün önderliğinde önce siyasal bağımsızlığını kazanmış sonra da gerçekleştirilen devrimlerle kültürel varlığını Doğunun boyunduruğundan kurtarmıştır.
Sultanlık ve halifeliğin kaldırılışı, şeriat yasalarının bırakılıp çağdaş, ulusal ve evrensel yasaların olurlanması, laik ve bilimsel eğitime geçilmesi, yazı ve dil devrimlerinin yapılması, ölçü ve takvim değişikliği, giyim kuşam alanındaki yenileşme, ümmet kimliği yerine ulusal kimliğin örülmesi ve güçlendirilmesi büyük uluslaşma devinimimizin ana direklerini oluşturmuştur.
Öte yandan din merkezli ümmetçi tarih anlayışı yerine ulusal tarih düşüncesine geçilmesi, ulusça doğum yerimizi Arap çöllerinden alıp Türkistan bozkırlarına ve kutlu Ötüken’e taşımıştır.
Ne var ki Atatürk sonrası dönemde ve özellikle de 1950’lerin ardından Cumhuriyet devriminin iki temel ögesi olan laikliğe ve ulusal kimliğe karşı işlenen suçlar, süreç ilerledikçe çıyanlık boyutuna varmıştır. Böylece bilimin kılavuzluğuna sırt çevrilip hem akıl dışılık yeniden devreye sokulmuş ve dinci bağnazlık gemi azıya almış hem de Ötüken ile Ankara arasındaki duygusal ve tarihsel bağ zayıflatılmıştır.
Sevgili yurttaşlarımız,
Toplumsal Esenlik Derneği, laikliği ve ulusal kimliği yeniden güçlendirmek, kof inançlara karşı aklın ve bilimin kılavuzluğunu sağlamlaştırmak, ayrıca Anadolu - Türkistan ilişkisini Bengü Taşlardan alınan esinle bir daha kopmamacasına yeniden örmek için kuruldu.
Büyük bir özgüven ve kıvançla belirtelim ki, bizim yolumuz Atatürk’ün yoludur.
Biz, evrensel insan hakları ve demokratik değerler ışığında Cumhuriyet devriminin kazanımlarını savunuyoruz.
Ulusal varlığımızı, dilimizi ve özgürlüğümüzü savunuyoruz.
Toplumsal esenliği sağlama yolunun, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak için yılmadan çalışmak olduğunun bilincindeyiz.
Bu bilinç, derneğimizin sarsılmaz ve yıkılmaz istencidir.
Gelin, hep birlikte gökyüzü enginliğiyle şanırak altında toplanalım.
Saygıdeğer yurttaşlarımız,
Toplumsal Esenlik Derneği, bağımsız ve bağlantısız bir oluşumdur.
Biliyor ve inanıyoruz ki, ulusumuz bu oluşuma sahip çıkacak, omuz verecek ve kimsenin düşleyemeyeceği güzel bir geleceğe taşıyacaktır.
Ulusumuzun görkemli bir esenlik içinde yaşayacağı toplumsal bir düzeni hep birlikte kuracağız.
Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi;
“Gereksinim duyduğumuz güç damarlarımızdaki soylu kanda vardır.”
Saygılarımızla.
----------
İletişim ve Whatsapp Hattı: 0530 762 92 68
Bağışlarınız İçin IBAN: TR70 0006 4000 0011 0641 7702 46 (Türkiye İş Bankası)
Bilgi Ağı Bulunumu: www.toplumsalesenlik.org
Toplumsal Basın Hesapları:
X Hesabımız: @Toplumsalesenlk
Facebook Hesabımız: facebook.com/toplumsalesenlik
İnstagram: #toplumsalesenlikdernegi