Uygar dünya, yapay zeka yarışıyla ve uzaya egemen olma serüveniyle yol alırken Türkiye tam ters bir yönde Orta Çağ bataklığına sürükleniyor.
Bunu da ülkeyi yöneten iktidarın başı olan Recep Tayyip Erdoğan yapıyor.
Ortada yüz binlerce atanamamış öğretmen varken, okullara partizan imamlar sokuluyor; bunlar genç beyinleri zehirleyerek cumhuriyete düşman kuşaklar yetiştirmeye çabalıyorlar.
Bu işi de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) eliyle yürütüyor Erdoğan.
MEB’in başına tarikat militanı görünümlü birisini getiriyor.
O da çağdaş sivil toplum kuruluşlarını bırakıp cumhuriyet ve Türklük düşmanı tarikatlarla sözleşme imzalıyor; okulları bu suç örgütlerine açıyor.
HEPSİ YABANCI AJANIDIR
Hemen belirtelim ki bugün Türkiye’de etkin olan İsmailağacılar, Işıkçılar, Süleymancılar, Menzilciler asla yerli değildir. Bunlar; Iraklı bir Kürt olan Halid’in yolundan giden azgın mezhepçi örgütlerdir. 200 sene önce Ortadoğu’da İngilizlerin yarattığı Halidilik, yüzyılın sonuna doğru Osmanlı Devleti’ne isyan etmişti. Aynı Halidi Nakşibendi teröristler 1925’te Halidi Şeyh Said’in öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti’ne baş kaldırmıştır. 1930’da Teğmen Kubilay’ın başını kesen de bu terörist örgüttür.
Bunlar 1945’ten sonra antikomünizm propaganda elemanları olarak yeniden devlet tarafından devreye alındılar. Dağıstanlı Mehmet Zahit Kotku İskenderpaşa ve İsmailağa tarikatlarını yarattı. Şu an en etkili konumdalar. Bulgaristanlı Süleyman Hilmi Tunahan bugün Süleymancılık denilen örgütü yarattı. Güneydoğulu sıradan bir köy imamı olan Kürt kökenli Abdülhekim sonradan neredeyse Allahlaştırıldı ve adına Menzil tarikat örgütü kuruldu. Bunları ve başkalarını “TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE/ Halidi Cehennemi” adlı kitabımda anlattım.
***
Türk’e ve Türklüğe düşman olan bu tarikatlar açık açık Türkiye’yi “Darülharb” yani kâfir ülkesi gösterdiler. Kurucu Mustafa Kemal’e düşmanlık tümünün amentüsü oldu. “Seccademi serdiğim yer vatanım!” inancında olduklarından nereden beslenirlerse orayı vatan saydılar. ABD’yi Türkiye’den daha Müslüman gösteren bir sapkınlık içinde oldular.
Müslümanlık adına uydurdukları yalanlarla bu dini haram yiyenleri, zalimleri koruyan bir ilkel ideolojiye indirdiler. Böylece İslam’ın onuruyla oynadılar.
Bu zihniyet yüzünden İslam dünyası geriledi, çöktü; sefalet içinde debelenen toplum haline geldi.
RTÜK DEVREYE GİRDİ
Tarikat terörizminin ve bunu besleyen gericiliğin yarattığı yıkımı gizlemek AKP iktidarının en önemli çabalarından birisi. Bu tehlikeyi dile getirenleri “Milli ve manevi değerlere aykırılık” suçlamasıyla cezalandırıp susturmaya çalışıyorlar.
Son örneğini Kızıl Goncalar dizisinde gördük.
Ülkeyi milli ve manevi değerler yalanıyla pençesine alan çete hemen harekete geçerek sosyal medyadan ve taraflı gerici basından saldırı başlattı. Bu saldırı ciddiye alınmayınca iktidarın sopası RTÜK harekete geçti. Kamuoyunun beğendiği diziye milli ve manevi değerlere aykırılıktan ceza kesildi.
Amaç, tarikatlara yönelik görüntüleri saklamak; bu suç örgütlerinin iç yüzlerinin anlaşılmasına engel olmak…
BUNLAR OKULLARA SOKULAMAZ, ÇÜNKÜ…
Söz konusu dizide anlatılanlar, tarikat gerçekliğinin binde birisi bile değil. Aslı gösterilse ortalık karışır. Çünkü AKP’nin arka çıktığı bu kökü dışarıdaki tarikatlar, yapıları gereği sapkınlık içerir. Kadın düşmanı olduklarından erkeklere yönelirler. Tarikat yurtlarındaki erkek çocuklara tecavüz edilmesinin sebebi de budur.
Eğer RTÜK Başkanı tarikat yurtlarında meydana gelen tecavüz olaylarını öğrenmek istiyorsa söz konusu kitabımdaki ilgili bölüme bakabilir.
***
Zihniyetleri ve çevreleri gereği bu tür rezillik içinde olanları okullara sokmak çok yanlış ve çok tehlikelidir. Hiçbir eğitim pedagojisi görmemiş olan bu Orta Çağ kafalı tipleri, okullardaki çocuklarımızla muhatap kılmak, ana babalar tarafından kabul edilmemelidir. Unutulmasın ki günümüzün şeytanları din cübbesi altında dolaşırlar ve işlerini böylece kolaylaştırırlar.
Milli Eğitim Bakanı’nı tarikat militanı gibi davranmaktan vazgeçmeye çağırıyorum.
Siyasetçileri de bu büyük tehlike karşında sessizlik nöbetinden çıkmaya çağırıyorum.
***
Tekrar ediyorum: Bugünkü tarikatların hiçbirisi cemaat veya STK değildir. Bunlar hem Devrim yasaları’na göre hem Anayasa’ya göre suç örgütleridir.
Bunlar (Menzilciler, Süleymancılar, Işıkçılar, İsmailağacılar, İskenderpaşacılar) tamamen gayri millidirler. Türk İslam tarihinde milli tarikatlar olarak Yesevilik, Mevlevilik, Bektaşilik, Bayramilik, Hamzavilik gibi tarikatlar var oldular. Ama AKP onları değil kökü dışarıda olan gayri milli tecavüzcü tarikatları destekleyip yaygınlaştırıyor.
Buna karşı çıkmak her yerli ve milli insanın görevidir.
Umarım 2024 yılında bu tecavüzcü tarikat saldırısını hep birlikte durdururuz.
Bu umutla nice yıllara, sağlıkla arkadaşlar…