Tarikat, tecavüz, talan...

Türkiye hızla Afganistanlaştırılıyor.
Bunun için de AKP’nin emrindeki tarikat örgütleri kullanılıyor.
İskenderpaşacılar, İsmailağacılar, Süleymancılar, Menzilciler, Işıkçılar, Nurcular… Say sayabildiğin kadar… Her kente sızdılar, her mahallede örgütlendiler.
Nakşibendiğin Halidiye kolundan gelen yıkıcı örgütler bunlar.
Arkalarında Tayyip Erdoğan duruyor. Bu devlet düşmanı, insanlık düşmanı örgütleri devlet olanaklarını sonuna kadar kullanarak destekleyen Erdoğan’ın ta kendisi…
Bakanlıklar bunların emrinde… Son rezaleti biliyoruz. Ortalıkta yüz binlerce atanamamış öğretmen varken Milli Eğitim Bakanlığı, kurslarda görevlendirmek için partinin tarikatı gibi çalışan Ensar Vakfı’nın ve İlim Yayma Cemiyeti’nin elemanlarını kullanma kararı aldı.
Kim bu Ensarcılar?
Tamamen İsmailağacı zihniyette bir gerici örgüt…
Ensar Vakfı’nın şubelerinde meydana gelen tecavüz olaylarını defalarca yazdım. “TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE” adlı kitabımda tarikat yurtlarında, imam hatip yurtlarında, Kuran kurslarında, AKP’ci derneklerde yaşanan bu tecavüzlerin bir listesini dahi yayımladım. Yoksul ailelerden alınan kız çocuklara, erkek çocuklara tecavüzler bu noktalarda ortaya çıkıyor. Ama AKP’li milletvekilleri ve hatta Aile Bakanı; tecavüze uğrayan erkek çocukları değil Ensarcıları koruyor.
İSLAM’A DAYANDIRARAK…
Tecavüzcüler, kendilerini din elbisesi altında saklamaya çalışıyorlar. İşin kötü tarafı yıllardır bu tecavüzcü tarikatların propagandasına maruz kalan on binlerce insan, bu insanlık dışı ilişkileri İslam dininin bir emri gibi algılıyor. Bu durumun son örneğini İsmailağa tarikatının Hiranur Vakfı’nda bir kez daha gördük. Bu tarikat örgütünün başındaki kişi, 6 yaşındaki kızını, 29 yaşındaki sakallı tarikat elemanı ile evlendiriyor. Vahşi tecavüze bu ana-baba, Allah’ın emri gözüyle bakıyorlar. Ve ne acıdır ki Aile Bakanlığı her dinci tecavüz olayından sonra olduğu gibi bu rezillik karşısında da sessiz kalıyor.
İşte bu, Türkiye’nin Afganistanlaştırılmasıdır.
Tehlike büyüktür…
Hedefte hem devletin kendisi vardır hem de kadınlar ve çocuklar…
“İslam’ı terörle yan yana getiremezsiniz!” diye gürleyen Erdoğan “İslam’ı tecavüzle yan yana getiremezsiniz!” diye bağıramıyor. Çünkü, bu tecavüzcü ve vurguncu düzen AKP’nin oy depolarını üretiyor.
AKP’NİN ÖZEL TARİKAT ÖRGÜTLERİ
Geleneksel İsmailağacı, Süleymancı, Nurcu, Menzilci gibi tarikatların yanı sıra bir de aynı zihniyetle çalışan AKP’nin kurdurduğu TÜRGEV, TÜGVA, ENSAR vb… gibi kuruluşlar var. Bunlar da tıpkı Nakşibendi-Halidi örgütler gibi çocuklara ve gençlere çengel atarak köleleştiriyorlar. Bu önemli olguyu da söz konusu çalışmamda ayrıntılı biçimde gösterdim. Bu yıkıcı örgütlerin temsilcileri AKP’nin en üst noktalarında görev yapıyorlar. Dün TBMM’de İyi Parti Milletvekili Hüseyin Örs’ü öldürmek amacıyla yumruklayıp yoğun bakıma kaldırılmasına yol açan AKP Milletvekili Zafer Işık da bu örgütlerin önde gelenlerinden olan İlim Yayma Cemiyeti’nden TBMM’ye sokulmuş…
Bu yıkıcı örgütler hem bakanlıkların bütçelerinden, hem genel bütçeden hem de AKP’li belediyelerin bütçelerinden destekleniyorlar. İstanbul Belediyesi bunların arpalığı haline getirilmişti. Hazineye ait çok değerli arazilere bu tarikat örgütleri el koydular, oralara daha sonra tapular uyduruldu. Tarikat elebaşıları bedensel zevkin doruklarında gezmekle yetinmediler, devletin gelirlerini, arazilerini yağmalayarak zenginleştiler. İhalelerle süper zenginler arasına sokuldular.
Kim yaptı bütün bunları?
-Tayyip Erdoğan…
Yeni örgütlenmeleri de anlattığım bu söz konusu kitapta yaptığım ana saptama şuydu: Bütün bu tarikatların genel şeyhi, gerici partililerce bir tür Allah haline getirilen Tayyip Erdoğan’dır. Yönetimini ise baba Erdoğan’ın halifesi Bilal Erdoğan yürütmektedir.
Kadını evine kapatarak köleleştirmek, köle kadının doğurduğu çocuğu partinin gönüllü kölesi gibi yetiştirmek… Proje bu… Bu yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı dünyadan habersiz beş yaşındaki çocukları alıp Kuran kursu denilen beyin yıkama/köleleştirme kamplarında topluyor. Yoksulların en zeki çocukları hafız yetiştirme adı altında ele geçirilip partinin mahalle propagandacıları haline getiriliyor. Ülkenin beyin zenginliği bile üç beş oy uğruna çöpe atılıyor.
Bu çöküşten kurtulmak elbette mümkündür. Kurtuluş için, bu yıkım projesini yürüten Tayyip Erdoğan yönetimi ilk seçimde bir tarihin çöplüğüne atılmalıdır.
Köleleşmek istemeyen kadınlar, özellikle de çocuklarının geleceğini düşünen kadınlar, bu savaşımda daha etkin biçimde yer almalıdırlar.
{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }