Ekin Koç
Burjuva sosyal bilimleri, olguların görüngüleriyle ilgilenip onları baz alırlar. Arkasında işleyen ilişkileri araştırma ve bilmesi gayesi gütmezler. Doğal olarak, burjuva iktisadı da aynı yöntemi kullanır. Enflasyonu, para arzının üretimden daha hızlı yükselmesi halinde ya da toplam talebin toplam arzı geçmesi halinde gerçekleşeceğini ifade eder. Oysa, kapitalizmin işleyen bir takım yasaları vardır. En başında da değer yasası gelir. Kuşkusuz, Marks, ayrı bir enflasyon teorisi geliştirmemiştir. Enflasyon, diyalektik bir yaklaşımla, bir bütünün parçasıdır onun için. Onun araştırdığı kapitalizmin yasalarıdır. Kapitalizmin çelişkili yapısının sonucu ise birilerinin servetine servet katması, birilerinin ise daha fazla yoksullaşması olur. Kaçınılmaz olarak ise kriz, eşitsizlik ve işsizlik üretir. Bu noktada, Marx`ın temel tezlerine değinmek gerekmektedir.
Kapitalist üretimin güdüsü kâr hedefidir. Metaların ve hizmetlerin fiyatları bir görünümdür. Bunlar piyasada, değerleri üzerinden değişilirler. Lakin arz-talebe göre gerçek değerlerinden sapabilirler. Rekabetin sonucu olarak fiyatlar ortalamada salınırlar. Bunların değerlerini belirleyen ise canlı emektir. Ortalama toplam harcanan emek-zaman tarafından belirlenirler. Bununla beraber kapitalizm makineleri, teknolojiyi geliştirerek sermayenin organik bileşimini yükseltir. Canlı emek azalacağı için ise kâr oranları düşme eğilimine girer. Kullanım değeri metaların değerlerine nazaran daha fazla üretilmiş olur. Başka bir deyişle toplam değer, piyasaya sunulan meta miktarına oranla azalır.
Öte yandan toplam üretim ve alım-satım işlemleri için belirli bir miktarda paraya ihtiyaç duyulur. Paranın üretilmesinde de değer yasası geçerlidir. Aynı zamanda değeri temsil eder. İhtiyaç duyulan paranın toplam değeri, mal ve hizmetlerin toplam değerini temsil eder. Marx, şunları söyler:
Kâğıt para fazla ise, gerçekte mevcut olabilecek benzer değerdeki altın para miktarını temsil edenden daha fazla varsa, (genel itibarını zedeleme tehlikesi dışında) yalnızca bu altın miktarını temsil edecektir. bu, metaların dolaşım yasalarına göre gerçekten gereklidir ve yalnızca kağıtla temsil edilebilir.
Başka bir ifadeyle değeri ifade eden altını temsil eden konvertibl olmayan kağıt parayla değiştirilirse ve kağıt paranın fazla çıkması durumunda fiyatlar yükselir. Her ne kadar Bretton Woods`la beraber altın standardı ortadan kalksa da özde bir değişiklik olmamaktadır.
Peki, enflasyon kime yaramaktadır? Elbette, kapitalistlere. İktisatçı George Kerevan, ödünç alınabilecek sınırsız nakit akışı yarattığını, pazar gücünü artırmanın, kar akışlarını genişletmenin ve genel olarak başka yerlerde yaratılan artık değeri ele geçirmenin bir yolu olarak sermayenin merkezileşmesi ve yoğunlaşma eğilimini yarattığını söylemektedir. * Aynı şekilde Marx da " Ücret, Fiyat ve Kâr" adlı eserinde, bütün geçmiş tarihin, parada bir değer kaybı olduğunda, kapitalistlerin, işçileri dolandırmak için tetikte olduğunu ifade etmektedir, Sermayenin tekelleştiği ve yoğunlaştığı bir ortamda patronlar, rahatlıkla vurgunculuk yapmaktadır.
Kuşkusuz bu yazı daha fazla detaylandırılabilir. Bir özet yapmakla yetindim. Enflasyonun temelinde bir dizi faktör, ilişki, süreç yatsa da özünü kapitalizm ve onun temel yasalarından değer yasası belirler. İşçilerin, emekçilerin ücretlerinin ve çalışma koşullarının giderek kötüleşmesinden fayda sağlayan patronlardır. Toplumun tüm servetini silahlara, finans sektörüne yatıran kapitalistler ve pazarlarını genişletmek isteyen savaş kışkırtıcısı emperyalistlerdir. Kapitalizm, bir dizi çelişkilerden oluşur. Enflasyon da bu akıl dışı sistemin çelişkilerinin ve üretim anarşisinin bir ürünüdür. Marx, yine "Ücret, Fiyat ve Kâr" adlı eserinde "İşçi sınıfı ,bu sonuçların nedenleriyle değil, sonuçlarla savaştığını unutmamalı; aşağı doğru hareketi geciktirdiklerini, ancak yönünü değiştirmediklerini; hastalığı iyileştirmediğini, hafifletici ilaçlar uyguladıklarını.” yazmıştı. Burjuva iktidarlarına reçete yazarak, gerçek sorunlar, çözülmez ya da hafifletilmez. Başka bir dünya tahayyülü yükseltilmelidir. Kalıcı bir çözüm, işçi sınıfının iktidara gelip, mülksüzleştirenleri mülksüzleştirmesi ve sosyalist bir planlamanın örgütlenmesidir. Başka türlü geçici olarak alınan "nefes"ler ileride boğazımıza çöküp bize zehir olur. Sürekli işsizlik,kriz üreten; halkımıza yaşamı değil de ölümü reva gören kapitalizm artık tarihin çöplüğüne atılmalıdır.