Coğrafya benim tutkum...
Eski bir coğrafya öğretmeni olmam özellikle Türkiye coğrafyasına tutkumu pekiştiren en önemli etken...
Seviyorum Türkiye'mi,
seviyorum coğrafyamı,
seviyorum ülkemin insanını, halkımı...
Yazılarımı coğrafya, şiir, şarkı tadında yazmaya çalışmam da bu yüzden...
İşte böyle bir tat ve bir maç öyküsü...
Hava buz kesmiş ve biz Ankara'dan yola çıkıyoruz, radyoda da ''Sivas'ın Yollarında" türküsü çalıyor, bir inceden de kar serpiştiriyor...
Diyor ki türküde "Sivas'ın yollarına çıkayım dağlarına...
Bırak ben beni vuram ölüm gitmez zoruma"...
İşte o an hüzün çöküyor üstümüze...
Ve ölüm gidiyor zorumuza...
Ne zaman Sivas'a gitsem, ne zaman Sivas'tan bahsedilse hep o kara gün gelir aklıma...
Temmuz'un 2'si, yıl 1993...
Pir Sultan Abdal Şenlikleri ve o şenliğin bir katliama dönüşmesi gelir aklıma...
Katledilen 32 Alevi araştırmacı, yazar, düşür, sanatçı, gazeteci ile iki otel çalışanı ve Hollandalı bir öğrenci gelir aklıma...
Aziz Nesin gelir, Madımak Oteli gelir...
Katran karası gibi yüreğimize yapışan o leke boğar beni...
'Sivas hüzündür, Sivas tarihtir, Sivas kültürdür, Sivas türküdür' diyerek o hüzünden sıyrılmak istedik ve Aşık Veysel'in diyarı Sivas'ta Selçuklu geleneğini ve kültürünü doya doya soluduk...
Sivas'a gelip o eşsiz yemeklerini tatmadan dönmek de hiç bize göre bir davranış değil diyerek içli köfte, sivas katmeri, kesme aşı ve divriği pilavına kaşık sallayıp tuttuk stadın yolunu...
On rakımdan 1400 rakıma çıkmak insanın iştahını artırsa da Beşiktaş'ın futbol iştahını kesmiş bir görüntü karşıladı bizi 4 Eylül Stadyumu'nda...
Daha önceki yazımda stat isimlerine takıntımı dile getirmiştim ama 4 Eylül Sivas Kongresi'nden ismini alan bu stadı çok sevdim...
Türkiye'nin ilk ekolojik stadı diye lanse edilen statta üç gün maç oynanır mı oynanmaz mı tartışmaları ve çalışmaları yapıldıktan sonra iki yiğit çıktı meydana...
İki yiğitten Yiğido lakaplısı gerçekten adına yakışır bir mücadele örneği vererek iki maç öncenin flaş Beşiktaş'ını can evinden vurdu...
Belki erken bir iddia olacak ama Beşiktaş bu maçla erken sezon finali yaptı diyebiliriz...
Aboubakar'ın kendini halâ Katar'da veya Suudi Arabistan'da zannediyor olmasına Şenol hocanın bir an önce el atması Beşiktaş'ın önceliği olmalıdır diyorum ve son cümle ile bitiriyorum bu haftayı...
Umarım sihirli bir el dokunur ben de Beşiktaş düşüncemde yanılırım...
Hoş kalın dost kalın...