Mehmet Şimşek, enflasyonist bir vergi düzenlemesi yaptıklarını belirterek, şu açıklamaları yaptı;
Amacımız, bir geçiş dönemi sonrası kalıcı bir şekilde enflasyonu aşağı çekmek. Merkez Bankası’nın da tahminlerinden göreceğiniz gibi, enflasyon önümüzdeki birkaç ay içerisinde geçici bazı faktörler nedeniyle artışa devam edecek. Bizim bütçe dengelerini iyileştirmek, depremin yaralarını sarmak için yaptığımız bazı vergi düzenlemeleri var. Bu vergi düzenlemeleri de tabii enflasyonist ama bu bir daha tekrarlanmayacak. Bir kerelik yaptığımız bir düzenleme bu.
Yine bu sene vatandaşlarımızın, toplumun değişik kesimlerinin geçmiş enflasyona karşı kayıplarını telafi için ciddi ücret artışları oldu. Biz inanıyoruz ki uygulayacağımız programla öngörülebilirlik artacak.
Türkiye’ye kaynak girişi artacak ve önümüzdeki dönemde belirsizlik azaldıkça, cari açık daraldıkça inanıyorum ki kurda göreceli bir istikrara doğru gideceğiz. Bu da enflasyonu ve beklentileri olumlu yönde etkileyecek
Şimşek, sermaye ithalatına ihtiyaçlarını olduğu belirterek şu ifadeleri kullandı;
Son 2 ay içerisinde biz önceliği Körfez ülkeleri ile olan ikili ilişkiler çerçevesinde Türkiye’nin ihtiyacı olan kaynağı tedarik noktasında bir çabaya girdik. Orta Doğu’nun özellikle de Körfez ülkeleri bağlamında bakacak olursak, Körfez ülkelerinin özelliği olarak sadece petrol ve doğalgaz ihraç etmiyorlar. Kendi ekonomilerinde absorbe edemeyecekleri kadar bir sermaye fazlasına sahipler. Dolayısıyla bizim de sermaye ithalatına ihtiyacımız var. O nedenle sermaye fazlası olan ülkelerle başladık, onlarla ikili diyalogları kurduk. Cumhurbaşkanı’mız orayla en üst düzeyde çok iyi ilişkileri var.
Cumhurbaşkanı’mızın mükemmel denilebilecek düzeydeki siyasi ilişkilerini biz ekonomide ticaret anlamında, dış kaynak anlamında bir fırsata dönüştürmek istedik. O potansiyelin ikili ilişkilerin güçlü yanlarının ticarete yansımasını istedik. Sermaye akımlarına yansımasını sağlamaya çalıştık.
Şimşek, JP Morgan ile ilgili "Türkiye’de bir dezenflasyon programı, kalıcı bir şekilde enflasyonu kontrol altına alma, cari açığı kontrol altına alma programı oldu. Türkiye her zaman yabancıların ilgilenmesi gereken potansiyeli çok büyük bir ülke. Yatırımcılara da anlattım sunumumda. O toplantıda “Bana dünyada nüfusu 85 milyon ve kişi başına milli geliri 10 bin dolar olan kaç ülke sayabilir misiniz?” dedim. “Türkiye hariç 5 tane ülke var” dediler. ABD, Çin, Rusya, Meksika ve Japonya… 6’ncı ülkeyi sayamazsınız. 6’ncı ülke Türkiye. Dolayısıyla Türkiye potansiyeli de pazar büyüklüğü de çok büyük bir ülke. Biz dünya normlarına uygun, kurala dayalı politikalar güdersek Türkiye’ye kaynak akışında herhangi bir sorun olmaz. Potansiyel kesinlikle vardı görüşmelerimizde. Biraz bekle-gör modundalar, doğru adımlar atıldığına inanıyorlar. Bunların devamı gelir mi, noktasında bir bekle- gör modunda." dedi.