Gün; hep birlikte Cumhuriyetimizi, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğünü, teğmenlerimizi, şehitlerimizi ve gazilerimizi savunma günüdür.
İktidardakiler, seleflerinin bozarak getirdikleri Türkiye Cumhuriyeti’ni, kuruluş ilkelerinden uzaklaştırıp kopardılar.
Ege Denizindeki adalarımızı, kayalıklarımızı, Yunan’a terk ettiler; toprak kaybımıza neden oldular.
Cumhuriyet tarihimize ve tüm kazanımlarına ihaneti, görev bildiler.
Bebek Katili’ni TBMM’ye getirmek için çırpınıyorlar.
Topyekûn yapılan bu çalışmaya, daha fazla göz yummak, iktidarın suç ortağı olmak, vatanımıza ihanet etmek demektir.
Günümüzün siyasetçileri ve devlet görevlileri;
Atatürk’ün çağdaş, demokratik, laik ve özgürlükçü çizgide kurduğu, miras bıraktığı, hukuk ülkesi Türkiye’yi koruyamıyorlar.
Emperyalist görüşlerle birleşerek, Atatürkçü devlet ve millet anlayışından uzaklaştılar. Onu, özel amaçlara hizmet edecek şekilde yok ediyorlar.
Bugün bizlerin görevi;
Yurdumuzu, vatanımızı, milletimizi, bütünlüğümüzü ve bağımsızlığımızı savunmaktır.
Büyük Türk Milleti!
Atatürk’ün kurduğu Türkiye’yi yeniden görmek istiyorsak;
Buna ulaşmanın, bunu gerçekleştirmenin tek yolu, bu hedefi sağlayacak anlayışta tüm gönüllü yurttaşlar olarak, hızla harekete geçmektir.
Bu çağrıyı, ilk önce, 28 Ekim 2024 tarihinde yayımladığım "Türk Halkı için çözümler kutusu"[1] başlıklı yazımda yapmıştım.
Şimdi buna, toplum Yönderlerimizin konuşma ve makalelerinde de yer verdiklerini görüyorum.
Mesela Ekrem İmamoğlu; 15 Ocak 2025 konuşmasında: "Ne yazık ki bu selamlamanın içerisi bugün hizmet değil de hizmetin dışında, özellikle adaletin, yargının işletilme biçimine dönük, yine hepimizi üzen ve gerçekten bu milleti gerçek sorunlarından uzaklaştırmaya dönük yapılan bu bilinçli adımların, vasat süreçlerin, insanlarımızı umutsuzluğa sürükleyen kötü hâllerin nasıl yürüdüğünü, nasıl bu hâle geldiğini sizlerle paylaşmak üzere Beşiktaş Belediyemizin Meclis Salonu’ndan sizlere sesleniyorum.[…] Bu gidişat hepimizin ve çocuklarımızın geleceği açısından artık en yüksek seviyede alarm vermektedir. […] Bu saatten sonra ne yapacaksak, milletçe, hep beraber yapacağız. Bu, hepimizin sorunu. […] Mücadelenizi bu milletle sandıkta hesaplaşarak, bizimle orada mücadelenizi verin. Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Bu kadar!" diyor.
Mesela Emre Kongar; aynı çağrıyı dile getiriyor:
"Bu iktidar tarafından ülke kaynakları doğrudan kendi oligarşisine aktarıldığı için, halkın açlığa mahkûm edildiğini görmüyor musunuz? […] Çözüm, hukuk devleti ve bağımsız adalet, tam bir laik demokrasi, koşulsuz insan haklarıdır: Bunları da ancak yeni bir Meclis sağlar! Unutmayın: YA HEP BİRLİKTE YA HİÇBİRİMİZ!"[2]
Çözümümüz toplumsal seferberliktir.
Değerli okurlarım,
2024 yılının son aylarında haksızca itham edilen Nasuh Mahruki, teğmenlerimiz, muhalif belediye başkaları, derken, iktidarın bizleri korkuyla bastırarak giriştiği zorbalık, yurdumuzun her cephesinde yayılmakta.
Özlem Yüzak 17 Ocak 2025 tarihli "Çıkış yolu: Tam seferberlik" başlıklı yazısında buna işaret ediyor: "Sistematik harekât kendi alanını genişleterek toplumun farklı katmanlarına doğru ilerleyerek sürüyor. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile 10 yönetim kurulu hakkında görevlerine son verilmesi istemiyle açılan dava. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı nedeniyle haklarında Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç istemiyle disiplin soruşturması başlatılan teğmenler. […] AKP rejiminin sivil toplumu ele geçirme harekâtı. […] Bugün geldiğimiz noktada önümüzde tek bir seçenek var: Bu sistematik harekâta karşı toplumsal seferberlik."[3]
Ayrıca, Kemalist Aydınlanma Derneği Başkan Yardımcısı, Prof. Dr. Nur Serter de 17 Ocak 2025 tarihli "Bebek Katilinden 'Barış Çağrısı' İstemek Akla ve Vicdana Sığar Mı?" başlıklı yazısında aynı çağrıyı yapıyor:
"On binlerce insanımızı katleden ve ardında dinmeyen acı ve gözyaşı bırakan bir terör örgütünden kurtuluş reçetesi beklemek ve 1999'da PKK'nın tüm eylemlerinin birinci derecede sorumluluğunu üstlenen bebek katilinden 'barış çağrısı' istemek akla ve vicdana sığar mı? Hangi şehit ailesinin vicdanı bu katiller sürüsünü aklar? […] Bu Millet Öcalan'ı kanlı terör örgütü PKK'yı ve onlara kapıyı arayanları da affetmez! Bu millet, terörün ipini tutan emperyalist senaryolara boyun eğenleri de tarihin dibine gömmekten kaçınmaz! Bu karanlık ve kirli senaryoya dur diyelim. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için şehit olan kahraman askerine, polisine vefa borcunu ödemek için birlikte ses verelim."[4]
2709 sayılı T. C. Anayasası mevzuatı. Böylesi için ne mutlu bize!
Topraklarımızın bütünlüğü, yurdumuzun ve milletin güvenliğinin tehdit altında olduğunu düşünen biriyim. Anayasayı kendimce incelerken, karşıma çıkan şu yasal düzenleme dikkatimi çekti:
"[…] Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı […] Topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu; FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere. TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur."[5]
Atatürk’ün yolunda ileri!
Yüce Türk Milleti’nin onurlu bir bireyi olarak;
Keşke şu gördüklerimizi görmemiş, yaşadıklarımızı yaşamamış olsaydık,
Keşke ulus çapında bu türden bir farkındalık yaratma ve gönüllük talebinde bulunma gereksinimi duymasaydık,
Keşke Atatürk’ün kurduğu ve emanet ettiği Cumhuriyetimizin sürdürülebilirliği, egemenliği ve öz yeterliliği için toplumsal katılımı güçlendirme ihtiyacı hissetmeseydik.
DERHAL,
KOLEKTİF bir BİZ etrafında BİRLEŞMELİ!
EYLEME GEÇMELİ! SES VERMELİYİZ!
[1] https://www.toplumsal.com.tr/turk-halki-icin-cozumler-kutusu
[2] https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/emre-kongar/bu-gidise-dur-demeyenlere-sorular-2290032
[3] https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ozlem-yuzak/cikis-yolu-tam-seferberlik-2290059
[4] https://www.haberler.com/amp/kemalist-aydinlanma-dernegi-baskan-yardimcisi-prof-18273107-haberi/
[5] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5