Lübnan merkezli Al Jadeed televizyon kanalına verdiği röportajda, Arnaout’un kadınların parlamentoda ve bakanlıklarda yer almasına ilişkin açıklamaları tartışmaların fitilini ateşledi. “Kadınların Savunma Bakanı olması biyolojik yapılarıyla çelişir” diyen HTŞ Sözcüsü, kadınların hukuk alanındaki kariyerlerine de sınırlamalar getirilmesi gerektiğini ima etti. Ancak bu açıklamalar, sadece kadın hakları savunucularını değil, Suriyeli sivil toplumun farklı kesimlerini de harekete geçirdi.
Emevi Meydanı’nda Tarihi Eylem
On binlerce gösterici, "Teokrasi değil demokrasi istiyoruz!" ve "Laik bir Suriye" sloganlarıyla meydanları doldurdu. Protestolarda taşınan dövizler ise taleplerin netliğini ortaya koyuyordu:
Laik ve demokratik bir devletin alternatifini kabul etmeyeceğiz.
Şeriat yok.
Medeni devlet istiyoruz.
Eylemciler, kadın haklarının sınırlandırılmasına yönelik politikaların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Genç bir protestocu, "Özgür kadın yoksa özgür ülke yok" diyerek halkın taleplerini özetledi.
Alevi ve Hristiyan Toplumlar Tedirgin
Suriye'de özellikle Alevi ve Hristiyan azınlıklara yönelik tehditlerin arttığına dair haberler, ülkedeki gerilimi daha da tırmandırdı. Hama ve Humus çevresinde Alevilere yönelik şiddet olayları artarken, Halep'te Hristiyan topluluğun ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğu bildiriliyor. Bu durum, bölgedeki birçok kişinin Türkiye’ye bağlanma çağrısında bulunmasına neden oldu. “Türkiye’de laiklik ve güvenlik var” diyen bölge halkı, yeni bir yönetim modeline duyulan ihtiyacı açıkça dile getirdi.
Dürzilerden Adem-i Merkeziyetçi Yönetim Talebi
Bu süreçte Suriye’nin güneyindeki Süveyda’da yaşayan Dürzi cemaati, adem-i merkeziyetçi bir yönetim çağrısı yaptı. Cemaat lideri Şeyh Hikmet el-Hacri, ulusal bir konferans düzenlenmesi ve yeni bir anayasa hazırlanması gerektiğini söyledi. El-Hacri, yeni dönemde güçler ayrılığını esas alan, hizipçi ve partizan olmayan bir sistemin önemini vurguladı.
Suriye’nin Geleceği Nereye?
Şam’daki protestolar, Suriye halkının demokrasi ve laiklik taleplerini daha yüksek sesle dile getirdiği bir döneme işaret ediyor. Ancak azınlıkların güvenliği, silahlı grupların varlığı ve HTŞ liderliğindeki geçici hükümetin politikaları, ülkenin geleceğini belirsiz kılıyor. Şimdi gözler, Suriyelilerin taleplerine nasıl bir yanıt verileceğine çevrildi.