SADAT'çılar ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmalı

Son dönemlerin en tartışmalı yapılanması olan SADAT hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlatmaması ağır bir görev ihmalidir.

Çünkü SADAT, çok failli bir ağır suç örgütü manzarası vermektedir.

SADAT’ın bağlı kuruluşu eliyle yürüttüğü çalışmalar bu örgütün açıkça, anayasayı ortadan kaldırmayı hedeflediğini gösteriyor.

Bu suçun cezası da bellidir. Ağırlaştırılmış müebbed hapis cezası…

Çünkü, SADAT’çılar anayasamızın değiştirilemeyen, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen en temel maddelerini ortadan kaldırmak peşindedirler.

Anayasa’nın 1. Maddesi, “Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.” diyor.

Sadatçılar, bunu İslam devleti yapmak için eylem yürütüyorlar.

Anayasa’nın 2. Maddesi, “Türkiye Cumhuriyeti, (…) demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.” diyor

SADAT’çılar ise “teokratik din devleti” kurmak için çalışıyorlar.

Anayasamızın 3. Maddesi, “Devletin dili Türkçe’dir. Başkenti Ankara’dır.” diyor.

SADAT’çılar ise “Devletin dili Arapça, Başkenti İstanbul olmalıdır.” diye propaganda yapıyorlar.

YIKIM ÇALIŞMALARI
Çok açıktır ki SADAT’çılar TC Anayasası’nı ve TC hükümeti ile TBMM’yi de ortadan kaldırmak için uluslararası çapta faaliyet göstermektedirler.

2011 yılında Adnan Tanrıverdi tarafından “Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği” (ASSAM) kuruldu. Bu örgüt, 2017 yılından bu yana her yıl bu yıkım çalışması için “Uluslararası ASSAM İslâm Birliği Kongreleri” düzenliyor.

“İslam ülkelerinin birliği” amacıyla düzenlendiği belirtilen kongrelerde “İslam Ülkeleri Konfederasyonu”nun kurulması kararı alınmış, üstelik bir anayasa taslağı hazırlanmıştı. 2020 yılındaki 4. Kongre, “ASRİKA (Asya-Afrika) Konfederasyonu Savunma Sistemi” temasıyla gerçekleştirildi.

Tanrıverdi, kongreye “ASRİKA İslam Devletleri Birliği Savunma Organizasyonu” başlıklı bir bildiri sundu. Anayasayı ortadan kaldırma ve cumhuriyet hükümetini yıkma hedefini bu projesiyle dolaylı da olsa ortaya koydu.

Örgüt Lideri Tanrıverdi, 2019 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp İslam birliği kurma işinin Mehdi’nin gelmesiyle başlayacağını ilan etmiş ve şöyle konuşmuştu:

“İslam birliği olacak mı olacak… Nasıl olacak, ne zaman olacak? Mehdi Hazretleri geldiği zaman olacak? Peki bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor.”

SADAT’çıların, Orta Çağ masallarına dayalı Mehdi fikri çok tehlikelidir. Çünkü Mehdi’nin gelmesi için önce toplumun şiddetli kargaşaya düşmesi, çatışması gerekir. Sonra da Mehdi gelerek bu kavgayı bitirecek, İslam düzenini kuracaktır. SADAT’ın verdiği “tedhiş eğitimi”nin (terör eğitiminin) bu iş için devreye sokulduğunu söylemek abartı olmayacaktır.

Burada sözü edilen Mehdi’nin Tayyip Erdoğan olarak tasarlandığını söylemeye gerek bile yok. Çünkü, Erdoğan’ı, onun yandaşları, “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan lider!” gibi göstererek bir tür Allahlaştırmışlardır. Bu Orta Çağ kaçkınları için Mehdi olacaksa ancak ve ancak o olacaktır.

TERÖR EĞİTİMİ VERMELERİ BOŞUNA DEĞİL
SADAT, başlangıçtakı tanıtım broşürlerinde açık açık “tedhiş” yani terör eğitimi verdiklerini itiraf etmiştir. Bunun için suikast düzenleme, bombalama, sokak eylemleri düzenleme gibi yöntemleri kendi eğitim kamplarında öğrettiklerini de itiraf etmişlerdir.

Bu örgütün lideri olan emekli general Adnan Tanrıverdi, bir zamanlar AKP Lideri Erdoğan’a askeri başdanışman olarak görev yapmıştır. Öbür başdanışmanlardan farklı olarak Erdoğan onu bakanların dahil olduğu güvenlik toplantılarına da davet ederek MİT Başkanı Sayın Hakan Fidan’ın yanına oturtarak ondan görüş almıştır. Yani bu örgütün arkasında Saray’ın görünmez kalkanı bulunmaktadır.

Ayrıca sokaklara egemen olan Menzilci, Süleymancı, İsmailağacı, Işıkçı, İskenderpaşacı vb… gibi cumhuriyet ve demokrasi düşmanı tarikatların içinde de bu çalışmaların destekçileri yer almaktadırlar.

SIZAN TERÖRİSTLER!
Tehlikeyi görelim: Türkiye’ye sorgusuz sualsiz doldurulan sığınmacıların arasında

*Suriye’deki IŞİD militanlarının olduğu pek açık.

*Afganistan’dan gelen ve hepsi genç erkeklerden oluşan grupların içinde Taliban militanları bulunmadığını kim garanti eder?…

*Pakistan’dan gelenler arasında El-Kaide teröristlerinin olmadığını kim söyleyebilir?

Bunların sosyal medyadaki tehdit dolu silahlı görüntüleri tehlikenin büyüklüğünü gösteriyor. Gizli bir kalkışma hazırlığı yapıldığı anlaşılıyor.

Tahminler odur ki SADAT; bütün bu öğeleri de bir biçimde örgüt yapısına eklemleyerek Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit eden güç haline geliyor.

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu her fırsatta kötüleyen AKP Lideri Erdoğan, bu tehlikeli gidişe tek söz etmiyor. SADAT elebaşısı ile çok yakın ilişkide olduğunu da unutmuş gözüküyor.

***

Anayasal devleti tehdit eden, demokrasiye darbe yapmak için çalışmalar yürüten bu örgüt hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır. Yoksa, seçim gecesi bu tedhiş eğitimcisi örgütünün elemanları sivil kıyafetler altında sokaklarda terör estirebilirler; Türkiye büyük bir belaya düşer. Ülkemiz, dış güçlerin saldırısına açık hale gelebilir.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ülkemizi yıkıma sürükleyebilecek bu örgüte dikkat çekerek çok tarihsel bir uyarıda bulunmuştur.

Türkiye, demokrasimize ve devletimize sahip çıkacak o yürekli savcıyı arıyor…

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }