Plastiklerdeki tehlike

Plastikler yüksek ısı ve sıcak su ile temas ederlerse çok zararlı olan dioksin denilen kimyasal maddeler ortaya çıkabilir. Diğer sorunlu bileşik Bisfenol A’dır.O da diyabete, obeziteye ve kansere yol açabilir.

Plastik su şişeleri dışında, yiyecek ve içecek saklanan plastik kaplarda konserve kutularının iç yüzeylerinde, dış dokularında ve içme sularında bulunmaktadır. Plastik malzemeler bardak, tabak, çatal, kaşık, damacana, pet şişeler, PVC pencere sistemleri, sandalye, masa, çocuk oyuncakları ve elektronik eşyalarda kullanılmaktadır. Plastik malzemelerde yüksek ısıda oldukça zararlı olan dioksin denilen kimyasal maddeler ortaya çıkabilir. Pet şişelerde satılan sulara güneş ve yüksek ısının etkisi sonucu dioksinler karışabilmektedir. Plastik bardaklarda servis yapılan sıcak içeceklere dioksin bulaşması söz konusu olabilir. Ayrıca plastik kapların mikrodalga fırınlarda pişirilmesiyle de dioksinler ortaya çıkabilir.

Vücut Yağlarında Depolanıyor
Plastik malzemelerdeki diğer sorunlu bileşik Bisfenoi A’dır. Bisfenol A bir polikarbonat plastik bileşiğidir, kanserojen ve diyabetojendir. Plastik su şişeleri dışında, yiyecek ve içecek saklanan plastik kaplarda, konserve kutularının iç yüzeylerinde, diş dolgularında ve içme sularında bulunmaktadır. Bisfenol A eskiden biberonlarda da kullanılan ve yasaklanan bir kimyasal maddedir. Yağ dokusunda depolanan bu bileşik yağ yakıcı enzimleri bloke ederek insülin direnci, obezite kanser ve diyabete yol açabilmektedir. Bisfenol A hormon bozucu etkiye sahiptir. Tiroid, büyüme hormonu, östrojen ve testosteron hormonlarının üretimini azaltır. Dolum tesislerinde damacanaların sıcak su de yıkanması, evde ve satış yerlerinde damacanaların güneş ışınlarına maruz kalması ile bu kimyasal madde kolayca suya geçebilir.

“Kullan-At” Malzemeler de Zararlı
Plastik şişeler gıdalara karışan birçok toksik maddeyi barındırabilir. Plastiklerden yiyecek ve içeceklere stiren, kloroform, trikloretilen, karbontetraklorür gibi kimyasallar sızabilmektedir. Suni köpükten yapılan tek kullanımlık mutfak gereçlerinde bulunan stiren maddesi yağ dokusunda birikerek çok uzun süre etkisini ortaya çıkarır. Stiren şüpheli kanserojen bir bileşiktir ve aynı zamanda hormonal dengesizliğe yol açar. Plastik malzemelerde bulunan ve oksitlenmeyi önleyen nonilfenol adı verilen kimyasallar kozmetik ürünlerde ve temizlik ürünlerinde kullanılır. Avrupa Birliği ülkelerinde yasaklanan bu ürün östrojenik etkiye sahiptir ve bu tür ürünlerde “sülfaktan” ismi altında gizlice kullanılabilmektedir. Tuvalet kağıtları, peçeteler ve çocuk bezleri de dioksin adlı toksini içerebilir.

Gıdalar Nasıl Pişirilmeli?
Gıdaların pişirilmesinde en sağlıksız yöntemler mikrodalga fırın ve mangalda pişirmektir. En iyi yöntem ise kısık ateşte uzun süre pişirmektir. Gıdaların mümkünse çiğ tüketilmesi ve buharda pişirmekte son derece sağlıklı yöntemlerdir. Kararmış ve renk değiştirmiş gıdalardan uzak durulmalıdır. Gıdanın kahverengi olması akrilamid ve HAA (heterosiklik aromatik amin) gibi kanserojen bileşiklerin varlığını işaret eder. Mangalda et pişirmek fazla miktarda toksin ve kanserojenin açığa çıkmasına neden olur. Yağ ateşin üzerine damlar ve PAH (polisiklik aromatik hidrokarbon) adı verilen kanserojen madde ortaya çıkar ve ete nüfuz eder. Yüksek ısıda pişirilen proteinler denatüre olur ve kanserojen hale gelir. Gıdaları yakmak ve kızartmak kanserojen toksinlerin açığa çıkmasına neden olur. Pişirilmiş gıda ölü bir gıdadır. Gıdaların 150-160°C’den fazla ısıtılması toksik yan ürünlerin açığa çıkma riskini arttırır. Gıdaların uzun süre ve yüksek ateşte pişirilmesi HAA, HNE adı verilen birçok toksik kanserojen maddenin ortaya çıkmasına neden olur. Kızartma ve mangallarda ısı her zaman bu derecenin üzerine çıkmaktadır. Kızarmış, kararmış ve kömürleşmiş gıdalardan uzak durulmalıdır. Gıdaların yüksek derecelerde ısıtılması besin değerini azalttığı gibi, sindirim zorluğu ve alerjik toksik ürünlerin ortaya çıkmasına neden olur.

Et ve Balık Uyarısı
HAA’lar et ve balık gibi proteinden zengin gıdaların 150°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda pişirilmesiyle gıdalarda oluşan kanserojen bileşiklerdir. Bu tarz pişirilmiş proteinden zengin gıdalarla beslenen ülkelerde kanser vakaları oldukça yaygındır. HAA’lar aflotoksin ve benzoprin gibi bilinen kanserojen bileşiklerden bile çok daha güçlü kanserojen etkiye sahiptir.

Kızartmadan Uzak Durun
Akrilamid yağda kızarmış ve fırında pişirilmiş yiyeceklerde ortaya çıkabilir. Yiyeceklerin yüksek ısılarda mangal, fırın ve mikrodalgada pişirilmesi akrilamid oluşmasına neden olur. Özellikle patates kızartmaları, cipsler, hamburgerler ve diğer fastfood ürünleri bu açıdan risklidir. Besinleri 175 derecenin altında kızartmak akrilamid seviyesini düşürmektedir. Akrilamid aynı zamanda kahvede de önemli miktarda bulunabilmektedir. Gıdalar ne kadar yüksek ateşte ve ne kadar uzun süre ısıtılırsa kanserojen bileşiklerin ortaya çıkma ihtimali o kadar artar.

İşlenmiş Bitkisel Yağlara Dikkat
Bitkisel işlenmiş piyasa yağları fazla miktarda omega 6 içermektedir. Yağların işlenmesi esnasında her aşamada toksik yan ürünler ortaya çıkar. Bitkisel yağlar renklerinin açılması ve kokularının giderilmesi için yüksek ısılara maruz bırakılır. 160°C’de trans yağlar, 200°C’de diğer toksik ürünler (lipit peroksit, hidroperoksit, aldehil) açığa çıkmaktadır. Soğuk sıkma yöntemi dışında hidrojenize edilen yağlar yüksek basınç ve ısıya maruz bırakılır. Bu tür yağlarda trans yağ ve diğer toksik ürünleri barındırırlar. Yağlar için soğuk sıkma yöntemi tercih edinilmelidir. Bu yöntemde bile presleme esnasında açığa çıkan yüksek ısı yağların toksin içermesine neden olabilir. Trans yağlar ve diğer toksik ürünleri büyük sağlık sorunudur.

Mutfak Gereçleri, Cam ve Seramik Olmalı
Mısır, soya, kanola gibi yağlar tekrar tekrar ısıtıldığında HNE (trans-4-hidroksi-2-nonenol) olarak bilinen toksik ve kanserojen bir bileşikte ortaya çıkabilmektedir. Zeytinyağı ile yapılan kızartmalarda bu tür bileşiklerin ortaya çıkma olasılığı azdır. Tencere ve tavaların yapıldığı malzemeler toksin üretmeyen yapıda olmalıdır. Cam, seramik, seramik kaplı metal mutfak gereçleri tercih edilmeli, alüminyum ve teflon kaplama içerenlerden, paslanmaz çelikten yapılanlardan uzak durulmalıdır.

Mikrodalga Fırınlar Anemi ve Yüksek Kolesterol Nedeni

“Mikrodalga fırın ürünleri ayrıca hormonal bozukluk, nörolojik hastalık ve kalp hastalıkları ile ilişkilendirilirler”
Mikrodalga fırın elektromanyetik dalgaları kullanmaktadır. Bu dalgalar besinde bulunan su moleküllerini harekete geçirir. Su molekülleri yanında bulunan moleküllerde harekete geçer ve oluşan ısı ile besinler pişmiş olur. Mikrodalga fırın besinlere ısı veya radyasyon vermez. Mikrodalga fırın sonuçta anne-baba ve atalarımızın kullandığı bir pişirme yöntemi değildir. Mikrodalga fırınlarda aminoasit ve diğer makro moleküllerde şekil değişikliklerinin olduğu, bu değişimin vücutta inflamasyona yol açabildiği öne sürülmektedir. Sebze ve yeşilliklerin mikrodalgada ısıtılması besin değerlerinde azalmaya neden olabilmektedir. Mikrodalga fırında tüketilen yiyecekleri tüketenlerin kanlarında anemi, lökositoz, lenfopeni gibi bozukluklar ve kolesterol yükseklikleri saptanmıştır. Buharda pişen brokoli besin değerini hemen hemen korurken, mikrodalga fırında pişen brokoli besin değerini hemen hemen tamamen kaybeder. Brokolinin içinde bulunan antioksidan ve antikanserojen olan glukosinolatlar tamamen yok olur. Mikrodalga fırın çalışırken önünde durulmamalı ve plastik kaplarda pişirme yapılmamalıdır.

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }