Otodidakt kendi başına öğrenen kişidir demek Kapital’in Mirasçıları [Les héritiers du Capital] kitabının yazarı M. Ymonet’ye göre doğru tanım değil çünkü edindiği bilgileri garantileyecek bir unvanı savunacak kimsesi yok.
Otodidakt her şeyi kendi başına öğrenmez diyor Otodidakt’ın Yeteneği [La vocation d’autodidacte] kitabının yazarı C. F. Pollak. Her zaman öğretmenleri rehberleri kaynakları olur peşinde de kafa avcıları. Ama onlar geleneksel eğitim sisteminden gelmez, bilgiyi sistem çerçevesinde değerlendirip onaylayan öğreticiler değildir.
Otodidaktın temel sorunu geleneksel eğitim sisteminden geçmemiş, diplomasız olması. Diploma kural sayıldığından sanatta bilimde geçerliliği zor. Oysa zekâ; kendini bir duruma uyarlama koşullara göre harekete geçme demek. İnsanlarda var hayvanlarda da. Otodidakt sözcüğünü küçültücü sıfat olarak bir isme iliştirmek yanlış. Da Vinci, Rousseau, Edison, Steve Job, diplomasız mimar Tadao Ando otodidakt dâhiler. Türk otodidakt sanatçılar arasında 1913’lü Abidin Dino, 1949’lu Kâmil Aslanger, 1956’lı Bubi sayılabilir.
Otodidakt içindeki terk edilmişlik, hüzün, kırılganlık, kararsızlık, güvenilmezlik duygularını söküp atmaya, kendini tüm çıplaklığıyla tanıyarak hedefine ulaşmaya çabalar. Yaşamını tasarlar, geleceğini biçimlendirir. İlgi alanına odaklanıp derinleşen, öğrenmenin sınırsızlığında yaşayan, işene tutkuyla bağlı çok çalışan ve bunu zevk için yapan üstelik diplomalılardan da bilgili en az onlar kadar yetkili olmak isteyen cesur hırslı kişidir.
Bir gün birileri yetersiz olduğunu söyleyecek diye içi acıdığından ‘bunları nerede öğrendin’ diye ona sormak dengesini bozar. Başarısından kuşku duymasına özgüveninin eksilmesine yol açar. ‘Aidiyetsiz Sanatçı’ her çağda mutlaka çıkar ve yarattığı plastik gücü yüksek nahif eser tanımlanmış üretim hareketlerine girmediği için sanat dünyasının sınırları dışında bırakılır. Kendini tanımak güçlü yanlarını ortaya koymak hatta iddialı duruş sergilemek değerinin bilinmesini sağlamak zaman alır.
Fransa’nın Villeneuve-d'Ascq Müzesi yeni adıyla LaM dört yıllık restorasyondan sonra 2010’da yeniden açıldığında desenden mimariye projeden filme el yazmasından performans fotoğrafına farklı 350 eseri izleyicilerle buluşturdu. Picasso, Braque, Modigliani gibilerin yanında maden işçisi Lesage, çiftçi Ratier, ahtapot kentler çizen Titus Matiyane gibi 70 otodidakt sanatçıyı 350 eseri bünyesine katan tek müze.
- Titus Matiyane
‘İlkel Sanat’ ‘Ayrıksı Sanat’ ‘Aidiyetsiz Sanat’ hatta ‘Delilerin Sanatı’ denen şey; acılar içinde kıvranan kötülükleri aklından çıkaramayan hırpalananın norm dışı sanatı. 1961’li Fransız Darédo 2017 Paris 2018 New-York fuarlarında yer almış. 2019’da Musée d’Arts Buissonniers’de [Okul Dışı Sanatlar Müzesi] sergilenmiş. Desene tükenmez kalemle 2016’da başlamış. Korkuları heyecanları umutları doğrultusunda insan, doğa ve görülmeyen, kutsal arasındaki ilişkileri desenlerinde melez varlıklar, canavarlar, fantastik hayvanlar, tuhaf çiçeklerle resimliyor.
- Darédo
Samuel N’Gabo Zimmer 1986 Rwanda doğumlu. 2002-2007 yıllarında ağaç budama ve ağaç bakımında uzmanlaşmış. Yeni başlayanlar arasında 2020 Paris DDessin Salonu’na seçilmiş. Bitkileri kök, sarmaşık, dal, lif halinde renkli mürekkeple çiziyor. Tarihte ve siyasette önemli yeri olan pamuk işlerinin laytmotifi. Müzik parçaları eşliğinde ritimleri kıvrımları izleyen motiflerle çiçek biçimbilgisini yazmış. Desenleri birer müzik partisyonu gibi okunabiliyor.
- Samuel N’Gabo Zimmer
Ressam heykeltıraş Dubuffet bu sanatın adını 1948’lerde ‘Art Brut’ koymuş. Sözlüğe göre ‘Ham Sanat’ profesyonel olmayan, kendiliğinden sanatı; sanat dünyasıyla ilişkisi olmayan sanat okullarına uğramamışların gerçekleştirdiği sanat felsefeci Cherot’ya göre direniş sanatı.Direnişi temellendiren, gücünü anlatan tüm göstergelere sahip. Konformizme, yalnızlığa, dışarıda bırakılmaya ve kapatılmaya büyük ıstıraplara direniş.
Cartier Vakfı 2012’de Haiti, Afrika, Brezilya, Amerika ve Avrupa’dan 50 otodidakt sanatçıyı 500 eseri sergiledi. Bu sanatı sorgulamak, yürekleri aşırı duyarlı bu sanatçılara farklı bakış getirmek amaçtı. Örneğin Brezilyalı Cicéro Alves Santos 10 yaşında balmumundan heykelle başlamış. Sonra topladığı ağaç dallarından formlar figürler yaratarak özgün işlerle ünlenmiş.
- Cicéro Alves Santos
Bu tür girişimler otodidakt sanatçıların başarılarının sanıldığı gibi şansa ya da uygun koşulların uygun zamanda bir araya gelmesine bağlı olmadığını gösteriyor. Başarı yetkinlikte. Okulda öğretilmeyenleri; kendi kendine düşünmeyi, eleştirel olmayı, yöntem yaratmayı, kaynakları artırmayı, bilgiyi arayıp bulmayı, vizyon geliştirmeyi keşfediyorlar, özgürce zevkle yapıyorlar. Bağımsızlık güç veriyor, özgüven artıyor, engel aşarak yol aldıkça gurur duyuyorlar. Meraklı, inatçı, pragmatikler. Adım adım meşruiyet kazanıyorlar.
Günümüzün büyük eksiği güçlü ve güzel insan.
Dünyayı girdiği kara delikten çıkaracak olanlar insanlığın sağlığını huzurunu mutluluğunu düşünerek iradeyle işe girişen çok çalışarak hedefe varmayı bilenler. Her zamankinden çok arıyoruz.