Gazeteci ve yazar Soner Yalçın'ın sahibi olduğu ODA TV adlı internet sitesi, bugün yazarımız Rıza Zelyut'u hedef alan bir yazı yayımladı. Zelyut, son yazısında "Laik kesimin Cübbeli Ahmet'i: Soner Yalçın" başlığı altında ODA TV'yi Diamond Tema'ya saldıran yobazların safına geçmekle eleştirmişti. Ancak bu eleştirilere yanıt vermek yerine ODA TV ağır hakaretler içeren bir karşı yazı yayımlamayı tercih etti.
ODA TV'nin cevabında, Zelyut'un Soner Yalçın'ın son kitabını okumadan eleştirdiği iddia edildi ve yazının başlığı "Rıza Zelyut kitabın kapağını açmadan yalan yazıyor" şeklinde oldu. Ancak, Rıza Zelyut, laikliği savunan Diamond Tema'nın söylediklerinin doğru olduğunu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın İslam Ansiklopedisi'nden aktardığı bilgilerle desteklemişti. İslam Ansiklopedisi, makalesinin daha başında, Aişe'nin yaşını büyük göstererek gerçeği çarpıtan Soner Yalçın gibilerini yalanlıyordu.
ELEŞTİRİNİN TEMELLERİ VE HAKARETİN ARDINDAKİ TELAŞ
Rıza Zelyut'un eleştirisi, laiklik ve dini referanslar üzerinden yapılan tartışmalara dikkat çekiyor. Zelyut, laik kesimin temsilcisi olarak gösterilen Diamond Tema'nın görüşlerini desteklerken, ODA TV'nin bu tür saldırgan tutumunu eleştiriyor. Ancak, ODA TV'nin yanıtında eleştiriyi ciddiye almak ve ona argümanlarla karşılık vermek yerine, kişisel hakaretlere başvurulması dikkat çekici. Bu durum, eleştirilen tarafın savunmasız ve telaşlı olduğunu gösteriyor.
ODA TV'NİN TAVRI: BİR MEDYA ETİĞİ SORUNU
ODA TV'nin yanıtındaki ağır hakaretler, medya etiği açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Medya, eleştirilere karşı argümanlarla, belgelerle ve tarafsız bilgilerle yanıt vermelidir. Ancak ODA TV'nin yanıtı, hakaretler ve kişisel saldırılarla dolu. Bu tutum, medya organının güvenilirliğini ve tarafsızlığını zedeler.
SONUÇ: ELEŞTİRİYE AÇIK OLMAK VE MEDYA SORUMLULUĞU
Sonuç olarak, Rıza Zelyut'un eleştirisi, ODA TV'nin laiklik ve dini referanslar konusundaki duruşunu sorgulayan önemli bir yazıydı. Ancak, ODA TV'nin yanıtı, hakaret ve kişisel saldırılarla dolu olduğu için, eleştiriyi ciddiye almak yerine, kendi güvenilirliğini sorgulatacak bir duruma düşmüştür. Medya organları, eleştiriler karşısında argümanlarla ve belgelerle yanıt vermeli, hakaret ve saldırganlıktan kaçınmalıdır. Bu, hem medyanın saygınlığı hem de toplumsal diyalog açısından büyük önem taşır.