O gençlerin oyu çoktan satıldı

Daha iyi yaşamak onların hakkı…

Çünkü, onlar gençler…

Çağdaş dünya toplumlarındaki gençler nasıl yaşıyorsa bizim gençler de öyle yaşamalı.

Bu yüzden de arayış içindeler.

Bazılarının bu “iyi yaşama” hakkını Muharrem İnce’de aradığını anlıyorum.

Bunlar yüzde 3 veya 5 olsalar bile çok önemli bir sayı…

Ama bu iyi niyetli gençler bilmiyorlar ki daha kullanmadıkları oyları oy çoktan satıldı.

KÜÇÜK TAYYİP ERDOĞAN!
Muharrem İnce’yi uzaktan ama sürekli inceledim. Yaptıklarını da iyi biliyorum. Karşımızda, Erdoğan’ı taklit etmeye çalışan bir megaloman var. Kendisini olduğundan çok daha üstün ve önemli, hatta vazgeçilmez sanan bir tip o. Bir tür küçük Tayyip Erdoğan… Erdoğan’ı çok beğendiğinden (Bu bir gizli politik aşktır aslında…) onu taklit etmeye çalışmaktadır. Ama çevresinde hiçbir eleman yoktur. Bugün onu çağırıp “Buyur, Türkiye’yi yönet!” deseniz eli ayağına dolaşır; “İstemem!” diye bağırır.

Ama küçük kurnazlardandır. Önüne bir fırsat çıktığını görmüş ve bunu da ranta çevirmiştir.

Bir dershane öğretmeni olan Muharrem İnce zengin bir aileden gelmemektedir. CHP’de milletvekili olmuştur ama milletvekili maaşı ile kimse zengin olamaz, olan da yoktur. Milletvekili iken zenginleşenler bu konumunu kullanarak devleti çarpan tiplerdir.

Peki Muharrem İnce hangi para ile parti kurdu; 81 ilde ve bilmem ne kadar ilçede nasıl örgütlendi? Buraların kiraları, donatılması, giderlerinin karşılanması milyonlarca lirayı gerektirir. Nereden aldı bu paraları Muharrem Bey?

Gençler bilsinler ki onu Saray’ın adamı olan yağmacı müteahhitler ve ithalatçı tüccarlar destekliyor.

BİR KEZ DAHA “ADAM KAZANDI!” DEMEK İSTİYOR
Muharrem İnce’nin keyf adamı olduğu, sıkıntılara karşı mücadele edecek psikolojik gücünün bulunmadığını 2018 seçimlerindeki tavrı ortaya koydu. CHP; onu cumhurbaşkanı adayı yaptı. Her türlü desteği verdi. Ama o seçim gecesi kayıplara karıştı. Biz dakikaların geçmesini iple çekerken Muharrem Bey bilinmeyen bir yerde keyf çatıyormuş meğer.

Tayyip Erdoğan da gece yarısı ortaya çıkıp, “Atı alan Üsküdar’ı geçti!” diyerek seçimi kazandığını ilan etti.

Ya Muharrem ne yaptı?

Sustu… Kayıplardaydı.

Ancak saat yarıma doğru gazeteci İsmail Küçükkaya’nın sorusuna karşı “Adam kazandı!” diye bir açıklama yaptı.

Kendisine oy veren milyonlarca insana derin bir hayal kırıklığı yaşattı.

Aynı Muharrem yine sahneye çıktı. İşi gücü onu en yüksek noktalara kadar taşıyan eski partisi CHP’yi kötülemek…

Şimdi iyi niyetli gençlere soruyorum:

-Böyle nankör bir adama nasıl güveniyor da oy vermeye kalkışıyorsunuz.

Onun bütün çabasının Tayyip Erdoğan’a seçim kazandırmak olduğunu göremiyor musunuz sevgili gençler?

YA DİĞER ADAM?
Muharrem İnce’nin “Adam kazandı!” diyerek Erdoğan’a teslim olmasından bir yıl sonra İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi yapıldı. O gün gece yarısına doğru AKP adayı Binali Yıldırım televizyonlara çıkıp “Seçimi ben kazandım!” dedi.

Ama Ekrem İmamoğlu, Muharrem İnce gibi teslim olmadı. “Hayır, hayır!” diye haykırdı. “Seçimi ben kazandım, ben!”

Bu güçlü direnişi gören AKP teşkilatı şaşırdı, geriledi. İmamoğlu’nun liderliğiyle sandıklara sahip çıkıldı; oyların sayımı sıkı denetlendi; ıslak imzalar alındı ve seçim bu direniş sayesinde kazanıldı.

Eğer, İmamoğlu da Bay İnce gibi teslim bayrağı çekmiş olsaydı, bugün İstanbul Belediye Başkanlığı koltuğunda Binali Yıldırım oturuyor olacaktı.

Sevgili Gençler!

Türkiye’yi modern dünyadan kopartıp Orta Çağ şartlarına götürmeye çalışan Tayyip Erdoğan’a sizlerin dur demesi gerekiyor. Bunun yolu da Erdoğan’ın Truva Atı olan Muharrem İnce’ye oy vermemekten geçiyor.

Tek adam rejimine son veremezsek bu ülke hepimiz için Cehennem kuyusuna dönecek…

Lütfen oylarınızı Cehennem’den yana değil ışıklı dünyadan yana kullanın…