28 Şubat 2022 tarihli Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatı; 6 siyasi parti başkanının imzaladığı “etkin ve denetleme mekanizmalarına dayanan bir hükümet sistemi modeline" ilişkin kamuoyunu bilgilendiren bir ‘ilk metin’, bir ‘başlangıç metni' olarak önem taşıyor. Yasama, yürütme, yargı konularında güvencelerin "tam olarak tesis edildiği"ni bildiriyor. Metnin Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni çağrıştıran tınısına bakar mısınız? Görmek istediğimiz o bütünüyle güçlenmiş, gerçek demokrasinin, adaletin, özgürlüğün izinde ilerleyen bir ülke imgesi canlanmıyor mu zihinlerde?
-Şimdilik ütopik- bu ülkenin cumhurbaşkanı nasıl olmalı?
Bu ütopik ülkeye ancak ütopik bir cumhurbaşkanı yakışır öyle değil mi… Uzun zamandır aradığımız cumhurbaşkanı.
Bugün bireylerin en büyük gereksinimi her şeyden önce siyasilere güvenin yeniden oluşturulması. Seçmenlerin partileriyle kurduğu duygusal bağlar eskisi gibi değil hatta koptu. Kadını, erkeği, genci, yaşlısı geçim derdinde çünkü. Seçmenler iktidar kadar muhalefeti de kusurlu buluyor. Bu mutabakat başımıza ne işler açacak diye aklımdan da geçmiyor değil.
2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanacak adayın nitelikleri aşağıdaki gibi olsun kim istemez:
-"Sadece oy kazandırma faaliyeti" içinde olmamış, "politik reklamcılığa" ağırlık vermemiş;
-Bireylerin gereksinimlerini saptamış, gerekli çözümleri aramış, bu doğrultuda programlar oluşturmuş, seçmeni bilgilendirmiş, kararsızlara duyarlılık göstermiş;
-Başka "partilerle arasındaki farklılıkları ortaya çıkarmış", partisi içinde görüş birliğini sağlamış, seçmenin aradığı özellikleri işlerinde, sözlerinde tutarlı biçimde göstermiş;
-Bugüne dek dürüst, demokratik olduğunu kanıtlamış, bu konuda bireyleri tedirginliğe, kuşkuya sürüklememiş;
-Seçim zamanı kent sokaklarını bas bas bağıran kampanya otobüsleriyle, adım başı parti çadırlarıyla doldurarak kişiliğini ve partisini reklamlarla örtmek amacıyla ses, hava ve görüntü kirliliği yaratmamış;
-Seçmen kazanmanın tek çözümünü o partiye bu partiye yönelik basit, kaba eleştirilerde görmemiş, imaj kaybına götürecek hatalar yapmamış;
-Geçmişi diline dolamadan geleceğe dönük hedeflerden söz etmiş olan aday ancak akıl çelebilir, gönül kazanabilir.
Cumhurbaşkanı adayı aşağıdaki soruların yanıtlarını kanallarda vermiş olmalı.
-Bireylerin daha iyi kazanma ve yaşama gereksinimini görüyor mu? Alım gücünü toplumsal adalet çerçevesinde artıracak mı?
-Beslenme, benzin, doğal gaz, elektrik gibi bireylerin doğal yaşam haklarını (fiyatların bloke edilmesi, düşürülmesi, v.b.) korumaya yönelik kararlar aldı mı? Ne zaman uygulayacak?
-Türkiye’de tarımı ve çiftçiyi bulunduğu noktadan alıp hak ettiği noktaya getirecek mi?
-Esnafın, çok küçük, küçük ve orta yapıdaki şirketlerin lehine olmak üzere, borsa piyasasına girmiş büyük şirketleri vergiye bağlamayı başaracak mı?
-Doktorlara, hemşirelere, sağlık çalışanlarına layık oldukları maddi manevi koşulları sağlayacak mı? İvedilikle uygulanmasında özen gösterecek mi?
-Milli Eğitim alanında gerekli reformları hızla devreye sokacak mı?
-Çalışan anneleri düşünerek daha çok ana okulu açmak, okul kantinlerinde sağlıklı beslenme garantisi vermek, üniversitelere özerklik getirmek, daha çok kadrolu araştırmacının, öğretim üyesinin görev almasını sağlamak, dışarıdan ders veren doktor öğretim görevlilerine saat başı ödenen komik ücreti iyileştirmek ve seçildiği andan başlayarak üniversitelerde dünya çapında eğitim verilmesi adına çalışmak programında var mı?
-Kültüre ayrılacak bütçe ne olacak?
-Çevre kirliliği konusunda; fosil yakıtların yoğun kullanımı, yoğun kimyasal kullanımı, artan enerji ihtiyacı, doğal kaynakların yoğun tüketimi, şehirlere yoğun göçlerin yaşanması, nüfus artışı v.b. konularda çevrenin ve canlıların korunmasında planları hazır mı?
-Bireyleri birbirine düşüren solcu, sağcı, milliyetçi, ateist, alevi, sünni v.b. ayrımların karşısında duracak bir laik hukuk devleti yönetimini ilk günden başlatacak mı?
-Yaşam güvenliğinin sağlanmasında, terörizmle mücadelede ve finansmanının önlenmesinde, Türkiye’nin egemenliğinin ve tam bağımsızlığının sağlanmasında tam etkin olacak mı?
-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve ettiği yemine harfiyen uyacak mı?
-Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni küllerinden yaratacak ve yaşatacak gücü var mı?
Benimle hayal kurduğunuz için teşekkürler değerli okurlarım. Saygılarımla.