Ekmeği bölüşmeyi bilmiyor.
Oğlu sevmemiş, kardeşi sevmemiş, yeğenini torpille işe sokturmuş o da sevmemiş.
Ah be kardeşim, yazık sana!
Alkolden başını kaldıramıyor, kalbindeki çirkinlik yüzüne yansıyor.
Yalanı, iftirayı kutsal kitabı yapmış kötülüğü zeka sanıyor.
Emeği küçümsüyor, insanları eziyor.
Parayla itibarı, rakıyla iktidarı arıyor, kendini rezil ediyor.
Düşkünlüğün kitabını yazıyor, ama kendini insan-ı kamil sanıyor.
Ah be kardeşim yazık sana!
Gel otur soframa, adamlık öğreteyim sana!
Yolun düşerse Antalya’ya.
Uğra bir gün Abdal Musa’ya.
Tövbe istiğfar et, af dile.
Daha fazla rezil olma ele güne.
Sanma ki bu sözlerin yok devamı.
Süleyman kardeşinden olsun sana uyarı.
Görürsem bir daha seni haşarı.
Alırsın eline öfkemden taşanı!