Leyla Erbil 1931 yılında İstanbul’da doğmuştur. Yapıtlarında modern ve kentli bireyi konu aldı. Özellikle bireyin iç evrenini ve kadın-erkek ilişkilerindeki gerilimi işledi. Yapıtlarında kendine özgü söz dizimi ve noktalama işaretleri kullandı. Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk Türk kadın yazar olan Leyla Erbil, aynı zamanda Türkiye Yazarlar Sendikası’nın da kurucu üyelerinden bir tanesidir. Çocukluğu lise yıllarının sonuna dek Beşiktaş’ta geçti. Henüz lise döneminde kısa öyküler ve şiirler yazmaya başladı. Eğitimine İstanbul Üniversitesi öğrencisi olarak İngiliz Edebiyatı Bölümü’nde devam etmiştir.
Üniversite yıllarında çok kısa süren bir evlilikten dolayı bir süre ara vermek zorunda kalan Leyla Erbil, bu yıllarda Sait Faik Abasıyanık ile tanıştı. Bu tanışmanın etkisi ile şiir yerine düz yazıya yöneldi. 1954 yılında Mehmet Erbil ile evlendi ve böylece Ankara’ya taşındı. Orada Devlet Su İşleri’nde çalışmaya başladı. Burada İlhan Berk, Can Yücel, Nezihe Meriç ve Vüsat O. Bener gibi önemli kişilerle tanıştı. 1950 yılında yazmış olduğu “Uğraşsız” adlı öyküsünü 1956 yılında Seçilmiş Öyküler dergisinde yayımladı. Öyküleri daha sonra Ataç, Dost, Dönem, Papirüs, Türk Dili, Türkiye Defteri, Yeditepe, Yelken, Yeni A, Yeni Dergi ve Yeni Ufuklar gibi dergilerde yayımladı.
Leyla Erbil Yazın Hayatı ve Kişiliği
Leyla Erbil, 1957 yılında ise İzmir’e taşındı. İlk çocuğu Fatoş 1960 yılında dünyaya geldi. Aynı yılda ilk öykü kitabı olan Hallaç’ı yayımladı. Yapıtlarında modernist anlatı tekniklerini yoğun bir biçimde kullandı. Bireysel yalnızlık, intihar, umutsuzluk, tabular, bunalım, yabancılaşma ve cinsellik gibi meseleleri işledi. 1961 yılında İstanbul’a dönerek Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldu ve Fethi Naci, Ahmet Oktay ve Edip Cansever gibi önemli edebiyatçılarla birlikte aktif siyaset yaşamına atıldı. İkinci öykü kitabı olan Gecede’yi şair Metin Eloğlu’nun yardımıyla kendi yardımları ile kendisi bastırdı. Çok güvendiği bu yapıtıyla Sait Faik Hikâye Armağanı için başvurdu. Ancak o ödül Orhan Kemal ve Faik Baysal arasında paylaştırılınca arkadaşları Selim İleri, Hayati Asılyazıcı, Naci Çelik, Demir Özlü ve Fikret Ürgüp ile birlikte Sait Faik Abasıyanık'ın mezarı başında beraberce yarışmalara katılmama kararı aldı. Bu tarihten sonra yayımlanan her kitabının ilk sayfasında "Bu kitap hiçbir 'ödül'e katılmamıştır." tümcesine yer verdi. 1970 yılında Arnavutköy’e yerleşti ve bu tarihten itibaren sivil toplum yaşamında aktif roller üstlendi. Türkiye Yazarlar Sendikası ve Türkiye Sanatçılar Birliği gibi kuruluşlarda bulundu. 1971 yılında ilk romanı Tuhaf Bir Kadın yayılandı. Yapıtta kadın karakterin toplumsal nomlara, dini erklere ve tabulara başkaldırısını konu edindi. Üçüncü öykü kitabı 1977 yılında Eski Sevgili adıyla yayımlandı. 1999 genel seçimlerinde ÖDP’den milletvekili adayı oldu. 2002 yılında PEN Yazarlar Derneğince Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. 2005’ten sonra yaşamının sonuna dek ağır bir hastalıkla mücadele etti. 82 yaşında 19 Temmuz 2013 tarihinde öldü. Cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedildi. Cenazesinde “Vapur” isimli öyküsünden bölümlerin yazılı olduğu kırmızı kâğıttan gemiler okurları dağıtılarak uğurlanmıştır.
Cumhuriyet dönemi kadın roman ve öykü yazarı olan Leyla Erbil, eserlerinde psikanalizme yer vermiştir. Kadın mutsuzlukları, yalnızlıkları gibi konularla roman karakterlerini analitik çerçevede incelemiştir. Düşünce kaynağı, Marx ve Freud’tur.