Depremden 82 gün sonra yeniden Hatay’dayım.
Deprem bölgesine gittiğimi öğrenenler, depremzedelerin kime oy vereceğini soruyor.
Cevabım hazır.
Afet bölgesinde üç grup depremzede var.
Birinci gruptakiler, enkaz altından günlerce sesini duydukları, konuştukları yakınlarını zamanında yardım gelmediği için kaybedenler. Bu acılı insanların ne sandık ne de başka bir şey umurunda. Sandığa gideceklerini düşünmüyorum.
İkinci gruptakiler, ailesinin bir kısmını kaybetmiş, bir kısmı da yaralı kurtarılmış ama hala yoğun bakım ünitelerinde bulunan insanlar. Her geçen gün iyileşmeyen uzuvları (kolu, bacağı) kesilen hastalarıyla ilgilenen bu insanlar, yoğun bakım ünitesini terk ederek oy sandığına gitmeyecek gibi görünüyor.
Üçüncü gruptakiler, can kaybı olmamış ama evi ağır hasarlı olduğu için 82 gündür çadırda yaşayan milyonlar. Bu grupta yer alanlar sandığa gidecek. Son 15 günde talepleri yerine getirilmezse siyasal tercihleri tamamen değişecek önemli bir kitle.
Peki bu insanlar ne istiyor?
Afet bölgesinde üç haftadan sonra çadır hayatı rezil bir hayat. Yağmur yağdığında çadırı su basar, rüzgarda uçar. Tuvaleti, banyosu, mutfağı yoktur. Çadırda özel hayatınız olmaz. Kıyafetlerinizi bile değiştiremezsiniz.
Uzaktan konuşanlar, “Yaz geldi, depremzedeler rahat edecek” filan diyor. Yok öyle bir şey. Çadırda yaşam olmaz. Çadır hayatı rezil bir hayattır.
Acil çözüm nedir?
Konteyner.
Çadırdakileri daha insani şartlarda yaşaması için konteynere geçmeleri şart.
ACİL ÇADIR VE KONTEYNER GEREKLİ
Şehirdeki ve köylerdeki depremzedeler için çadır ve konteyner acil ihtiyaç.
Önce şehirdekilerin durumuna bakalım.
Ağır ve orta hasarlı evler hızlı bir şekilde yıkılıyor. Şehirde yaşayanların, rezil imar uygulamaları nedeniyle bir karışlık yeşil alanı olmadığı için yıkımdan önce eşyasını çıkaracak bir alanı yok. Hırsızlar organize bir şekilde çalıştığı için birçok evde geriye kapı pencerenin dışında bir şey kalmamış. Bu insanlar sadece başını sokabilecekleri bir konteyner istiyor.
Yıkım köylerde de hızla ilerliyor.
Ağır ve orta hasarlı ev sahipleri, yıkım öncesi eşyalarını koyabileceği bir çadır, bir depo sıkıntısı çekiyor. Zaman kazanmak için hasar durumuna itiraz ediyor. Bu da bir aylık süre kazandırıyor.
Bölgede, insanların ev eşyasını koymaları için çadır yeniden acil ihtiyaç haline geldi.
Köylülere konteyner verilmedi, ‘şehirlerdeki konteyner kentlere gidin’ denildi. Bahçesini, hayvanlarını bırakmayan köylü çadıra mahkum oldu.
Havaların ısınmasıyla çadırlarda yılan, fare tehlikesi başladı.
Yılan görüntüleri bana ulaşırsa buradan paylaşacağım.
Çadır hayatından bıkıp, konteynerden umudunu kesenler, belediyeden habersiz bir gecekondu benzeri bir yapı yapma telaşında. Ne yazık ki maliyetler çok yüksek. Taş, beton, metal, ahşap hangi malzemeyi kullanırsanız kullanın, 21 metrekarenin maliyeti 100 bin lira. Gerisini siz hesaplayın.
Bu yüzden, şehirde ve kırsalda çadırda kalanlar acil konteyner bekliyor.
Çadırdan konteynere geçemeyen en büyük kitlenin, kendilerine ev yapılıp verileceği yönündeki ümidi tükenmek üzere. “Konteyneri gönderemeyenler evi nasıl yapacak?” diyorlar. Medyadaki, teslim edilen evlerin görüntüleri onları umutlandırmıyor. Ancak bu görüntüler ülkenin batı kesimlerinde işe yarıyor ve hükümet lehine oya dönüşüyor.
KONTEYNER GELECEK UMUDU
Depremzede seçmenin sesini duyan hükümet harekete geçti gibi.
İskenderun’un köylerine gelen askerler, muhtarlarla birlikte konteyner talebi topladı. Konteyner verileceği vaadedilenlere konteynerin konulacağı parsele 21 metrekarelik beton dökmeleri ve beklemeleri söylendi. Köylüler heyecanla konteynerleri bekliyor. Umarım gelir...
Yıkılacak evlerini boşaltacak olanlar için AFAD ve bölgeye giden CHP’li belediyelerin bir çadır dağıtım hamlesi yapması gerekiyor.
SONUÇ
Çadırda yaşayanlar siyasilere, “Konteyner yoksa oy istemeye gelmeyin” diyor.
Mesaj çok net.
15 gün içinde konteyneri ve çadırı kim getirirse ibre ondan yana olacak.
Bu arada, son bir haftadır Kahramanmaraş-İskenderun hattında yüzeye çok yakın meydana gelen depremler binaları fena sallıyor. Çadır alamadığı için hasarlı evine giren kitleyi de yeniden sokağa döktü. Bu da çadır ve konteyner ihtiyacını daha fazla artırdı.
yasardurukan@gmail.com