Hükümetin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi politikalarıyla şirketler kârlarını katlamaya devam ederken halkın yaşam ve geçim koşulları ağırlaşarak gün geçtikçe yoksullaşmasına karşı Türkiye Komünist Partisi, emekçilerin sorunlarının kaynağına işaret ederek gerçek bir çözüm için çalışmalarını hızlandırdı.

Türkiye Komünist Partisi (TKP), holdinglerin kârlarının emekçi halk için neye karşılık geldiğini gösteren bir açıklamayla duyurduğu ve “Holdinglerin mal varlıkları ve kârları halkımıza feda olsun!” başlığıyla yürüttüğü kampanya kapsamında ilk eylemini İstanbul’da Yıldız Holding önünde yaptı.

Holdingin en çok bilinen iki şirketi Ülker ve Şok’un 8,7 milyar liralık 2023 yılı net kârıyla halk için neler yapılabileceğini anlatan bir video salı günü TKP sosyal medya hesaplarından yayınlanmıştı.

Öte yandan, TKP açıklamasında açlık sınırının 18 bin 978 Türk lirası, yoksulluk sınırının 61 bin 820, asgari ücretin 17 bin 2 ve en düşük emekli aylığınınsa 12 bin 500 Türk lirası olmasını hatırlatarak “Emekçilerin hayatını çalan bu düzenin karşısında biz daha adil bir çözüm önerisi sunuyoruz: Büyük tekellerin mal varlıkları ve kârlarına el konulacak. İşçilerin canı şirketlerin büyüme ve kâr hırsına feda olacağına şirketlerin mal varlıkları ve kârları halkımıza feda olsun.” ifadeleriyle tekellerin mal varlıkları ve kârlarına el koyma çağrısı yapmıştı.

Tüm sektörlerde devletleştirmeyi savunan TKP’nin ilk olarak mercek altına aldığı Yıldız Holding’in Üsküdar’da bulunan merkez binası önünde saat 20.00’de başlayan eylemde yüzlerce yurttaş bir araya gelirken “Yıldız Holding’in mal varlığı ve kârı halkımıza feda olsun”  ifadelerinin yer aldığı pankart açıldı.

Bina önünde alkışlar ve ıslıklarla başlayan eylemde “Sermaye defol bu memleket bizim, patronların kârına el koyacağız, boyun eğme bu düzeni değiştir, kemer sıkma patronlardan hesap sor, hırsız holdingler hırsız TÜSİAD” sloganları atıldı.

İstanbul İl Örgütü adına ilk konuşmayı yapan TKP Parti Meclisi Üyesi Mehmet Okuroğlu, Yıldız Holding’in ülkenin en zengin holdinglerinden biri olduğunu belirtirken tek bir ailenin bu zenginliği elinde tuttuğunu,  emekçilerin yoksulluğunun arkasında bu zenginliğin olduğunu belirtti.

Tkp Yıldız Holding 4
Eylemde söz alan Patronların Ensesindeyiz avukatı Eylül Evren, holdinge bağlı zincir market markası Şok’un 6 Şubat depremlerinin ardından kârlarını artırmasında depremzede işçileri sömürmesinin yattığına dikkat çekerek şunları söyledi:

Her gün önünden geçtiğimiz Şok marketler bu holdingin bünyesinde. Geçtiğimiz yılın ilk yarısında Şok Market hedeflerinin üzerinde büyüme başarısını 6 Şubat depremlerinin büyük yıkımına karşın durmadan ve yorulmadan mağaza açmasıyla açıklamıştı.

Evet doğru. Bizler depremzede yurttaşlarımız için çadır ararken şok market kurduğu konteyner marketlerle bir yandan karına kar katarken diğer yandan depremzede işçileri sömürmeye devam ediyordu.

'BURADAN İLAN EDİYORUZ, HEPSİNE EL KOYUYORUZ' 

Evren, market mağazalarında ağır koşullar altında çalışan işçilere yönelik baskı ve hukuksuzluklara da dikkat çekerek Şok’un büyümesinin kaynağına işaret ettiği konuşmasına şöyle devam etti:

Mağazaların içerisinde işçilerin ne yaptıkları belli dahi değil. Reyon diziminden mağazanın temizliğine, mağaza sayımından etiketleri takmaya kadar her işi yaptırıyorlar. Hem az kişiyle çok iş ama kasada eksik çıkarsa onu da maaşınızdan keseriz diyorlar. İşçiler yol yemek hesabına girse asgari ücret bile kazanmıyorlar.

Bilsinler ki işçilere kemer sıkma öğüdü verip sonra kar oranlarını gururla açıklayanlar karşılarında bizi bulurlar. Biz bugün her işçinin yanındayız, örgütleniyoruz, kol kola giriyoruz. Ancak bununla da yetinmeyeceğiz, buradan bir kez daha açıkça ifade ediyoruz, hepsine el koyacağız.

'HOLDİNGLERDEN HESAP SORMAK İÇİN GELDİK'

Evren’in ardından söz alan TKP Merkez Komite Üyesi Selahattin Kural holdinglerden hesap sormaya geldiklerini belirtirken şirketler kâr elde etmeye devam ederken emeğin geleceğini konuşmadan ekonomi tartışmalarının yapılamayacağını, halkın yoksullaşmasına iktidarın ve aynı zamanda muhalefet partilerinin de sessiz kaldığını ve bu tutumun iki yüzlülük olduğunu vurguladığı konuşmasında şu cümleleri kurdu:

Herkese merhaba, hepiniz hoş geldiniz. Değerli dostlar bugün buradayız. Çünkü ülkede ekonomi namına konuşulan şeylere itirazımız var.
Bugün ülkede ekonomi diye konuşulan şeylerde halka sadece kemer sıkma politikaları konuşuluyor. Ama değerli dostlar unutulan ve göz ardı edilen bir şey var. Bu ülkede sürekli zenginleşen kârına kâr katan, varlıklarına arttıran elde ettikleri karlarıyla yeni şirketler kurup emekçileri sömüren, emekçilerin yanında halkı sömüren bu holdingler var.

Bu holdinglerden hesap sormak için geldik. Birileri sürekli fakirleşirken, yoksullaşırken açlıkla kiraları ödemekle zamanını, emeğini geçindirirken birileri ise sürekli kârlarını artırdı.

Ama ülkede muhalefetinden iktidarına bütün siyasi partileri bu meseleye çubuk büküp bunları konuşmadı. Bu ülkenin şirketleri sürekli kâr ediyordu ve sürekli emekçi halka da diyorlar ki daha fazla sıkın. Simit yiyin. Ekmeği iki üç tane yiyin. Ama başka bir şey yemeyin diyorlar. Yok öyle yağma.

Türkiye Komünist Partisi bu ekonomi tartışmalarında bu perspektifi sunmak için bu kapının önüne geldi. Bugünden sonra da başka şirketlerin kapısının önüne gideceğiz ve diyeceğiz ki bu ülkede emeği, bu ülkenin yurttaşlarının geleceğini konuşmadan kimse ekonomi tartışması yapmasın. Kimse ekonomiye dair çözüm üretmesin.

İki yüzlüsünüz, iki yüzlünün yanında patronların yanındasınızdır her zaman. Değerli dostlar çok net bir tartışma yapıyoruz. Ekonomi dediğimiz şey bilinmez insanlardan uzak halktan uzak şey değildir. Ekonomi dediğimiz şey şu karşımıza duran herkesin ve buradaki herkesin cebine giren ve o gelen parayla yaşayıp hayatını sürdürebilme kapasitesidir. Ekonomi bize göre budur. Bu ülkede ekonomi namına yapılan şeylere itirazımız var.

'BU HOLDİNGLERİN HEPSİNİN VARLIKLARINI ALACAĞIZ'

 Selahattin Kural, Türkiye Komünist Partisi'nin itirazının emekçi halkı bu kârları holdinglerin elinden almak için bir araya getirmek ve  bu şirketlerin elde ettiği kârlara el koyup halkın hizmetine sunmak üzerine olduğuna dikkat çekti.

TKP MK Üyesi Kural, ülkedeki ekonomik tabloyu, Ülker’in zenginliğini ve bu zenginliğe el konulduğunda halka nasıl kaynaklar yaratabileceklerini ise şu cümlelerle özetledi:

Bakın karşımızda gördüğümüz holdingin 11 bin tane Şok mağazası var. Diğer zincir marketleri de bu hesabı katabilirsiniz. 50 binin üzerinde market Türkiye'nin mahallelerinde emekçi halkın sadece ve sadece arkadaşlar gereksinimlerinden zenginleşiyor. Kâr elde ediyor. Ekmek alıyorsunuz kar. Bisküvi alıyorsunuz kar. Su alıyorsunuz kâr. Bu kârlar bu şirkete gidiyor. İşte ekonomi bu kadar basit bir şey.

Ama bu ülkede siyaset ve bu ülkede tartışılanların hepsi emekçi halkı özür dileyerek söylüyorum kandırmaya ve onları sessizleştirmeye çalışmaktır. Türkiye Komünist Partisi'nin itirazı emekçi halkı bu kârları onların elinden almak için bir araya getirmek, ekonomi tartışmalarında bu şirketlerin elde ettiği kârlara dur deyip el koyup bu halkın hizmetine sunmaktır. Bu kadar nettir arkadaşlar.

Değerli dostlar açlık sınırı bugün 19 bin liraya yaklaşmış. Bu ülkede asgari ücret 17 bin lirada kaldı. Emeklilerin aylıkları en düşük 12 bin 500 lira.

Yoksulluk sınırıysa 62 bin lira arkadaşlar. Ve temmuz ayında bu halka, bu emekçilere zam yapmadılar. Gerekçe ne? Ekonomiyi düzelteceğiz diyorlar.

Bu ülkedeki bakan denilen Mehmet Şimşek çok net diyor ki kemerlerinizi sıkacaksınız, biraz daha dayanacaksınız. Niye? Çünkü bu ülkenin patronları, şirketleri, holdingleri daha fazla kâr elde etsin diye. Arkadaşlar emekçiler için kemer sıkma deniyor.

Ve ücretlerin hepsi yerinde sayıyor. Ama kârlara bakın. Ülker’in kârı 2022 yılında 200 milyon lirayken 2023 yılında net kâr 4 milyarlara yaklaşmış.

Şok marketin 2 milyarken 3 küsur milyara yaklaşmış. Arkadaşlar bu nasıl bir aşağılıkça, ahlaksızca bir şeydir. Siz bu ülkede emekçileri yoksulluğa muhtaç bırakacaksınız ama sürekli bu patronlara kazandıracaksınız.

Yok öyle yağma. Yok. Biz bu holdinglerin hepsinin varlıklarını kendimizi alacağız. Hepsi bizim çünkü. Hepsi bu ülkenin emekçilerimizdir. Bütün karlarına el koyacağız. Ve el koyduğumuz şeyleri de bu ülkenin emekçilerinin gereksinimleri için kullanacağız.

Değerli dostlar bu 8.7 milyar lira kârla yani arkamızda gördüğümüz şu Yıldız Holding'in sadece iki tane şirketinin kârı. Bakın bir holding ve bir sürü şirketi var. Ve bu ülkede Yıldız gibi binlerce holding ve şirket var. Şimdi arkadaşlar 8.7 milyar lirayla bu ülkede neler yapılır? Gelin bir bakalım.

Emekçi halk için neler yapılırmış? Arkadaşlar halk kira, fatura, ulaşım gibi dertlerle uğraşırken bu ülkede sadece 8.7 milyar lirayla 144 bin 365 ailenin bir yıllık masrafı gıda masrafı, bir yıl boyunca 150 bine yakın insan sadece bu şirketin yani Ülker ailesinin kârı için aç kalıyor. Karşılayamıyor. Bakın çocuklar okullara gidiyor. Ve beslenme sorunu var. Hepimiz bunu yaşıyoruz ve görüyoruz. Aileler kara kara düşünüyor.

Biz çocuğu okula gönderdik, bir beslenme bile koyamadık. Arkadaşlar bu ülkede bunlar yaşanıyor. Ama 8.7 milyar kârla sadece Yıldız Holding'in kârıyla 1 milyon 208 bin çocuk bir yıl boyunca bakın bir yıl boyunca beslenme sorununu ortadan kaldırıyor.

Sağlık dediğimiz sağlık bu ülkenin bütün yurttaşların erişmesi rahat bir şekilde ulaşması gereken bir şey. Bakın arkadaşlar bu kârla tam 677 adet aile sağlığı merkezi yapılıyor ve 3 bin tane sağlık emekçisini, hekimini bir yıl boyunca istihdam edebiliyorsunuz. 
Arkadaşlar bu listeyi alın hepiniz kiralarınıza bölün.Faturalarınıza bölün. Bu ülkede kaç milyon emekçinin sadece bu holdingin iki şirketiyle neler yapabildiğini nasıl iyileştirmeler olduğunu refahın nasıl arttığını göreceksiniz. İşte Türkiye Komünist Partisi'nin ısrarla vurguladığı ve bizim bu meseleyi de açmaya çalıştığımız başlık budur.

Sadece Yıldız Holding değil bütün Türkiye'deki şirketler sadece o ailelerin kârına kâr katıyor. Ya bu ahlaksızlıktır. Bunu tartışmayan, bunu gündeme getirmeyen herkes de bu ahlaksızlığın parçasıdır.

Biz diyoruz ki bu ülkedeki emekçiler kendi ürettikleri şirketlere holdinglere sahip çıksın. Bu holding aslında bizimdir. Bu ülkenin emekçilerinindir.  Ülker’in mülkerin de değildir. Orada çalışan emekçilerinindir. Biz onların hepsini halka geri vermek için mücadele ediyoruz.

Ve tek kurtuluşumuzdur. Kârın emekçilere verilmesi, varlıkların bütün Türkiye emekçilerine feda edilmesidir. 

Değerli dostlar, biz birazdan basın açıklamamızı burada bitireceğiz. Ama unutmayın, Türkiye Komünist Partisi diğer holdinglerin kapısına gidecek, şirketlerin kapısına gidecek, Türkiye'nin çeşitli illerinde bu sesi öne çıkaracağız. Çünkü bu ülkenin emeğini halkı kâr amacı olarak gören patronlardan kurtaracağız. Biz bu şirketlerin hepsine el koyacağız ve bu ülkenin emekçilerine feda edeceğiz.

TKP Merkez Komite Üyesi Kural’ın konuşmasının ardından eylem alkışlar ve sloganlarla sona erdi. 

TKP, Türkiye’nin çeşitli illerinde başka şirketleri gündeme getirerek eylemleri sürdürecek.