Sene 1999...
Erdoğan, Marmara Depremi'nde deprem bölgesini ziyaret ettiğinde “kader” kelimesini hiç kullanmamıştı.
Yıl 2003...
Erdoğan, başbakan olmuş; ardından Bingöl Depremi meydana gelmişti. O günlerde Erdoğan, bakın neler söylemişti. "Yer altında fay kırıklarından önce bağışlayın söylemek zorundayım, kırılan ar damarlarıdır. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaççılığı, siyaset yankesiciliği ve kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır. Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkânlarını nasıl kullandıklarını bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Olay kader diye geçiştirilemez.
17 Ağustos Depremi'nden sonra TBMM’de Deprem Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon, 38 öneride bulundu. Hükümetin neler yapıp neleri yapmadığı işte ortada. Sorun, sadece inşaat malzemesi çalmaya indirgenemez. Depremlerden sonra ortaya çıkan felaketler, aslında geçmişten bu güne miras kalmış bir yönetim sorununun sonucudur. İnşaatlarda zemin etüdü malzeme ve kontrol eksikliği varsa netice bu olur”
Yıl 2023...
Kahramanmaraş merkezli on ilde meydana gelen deprem için Erdoğan bambaşka konuşuyordu.
Depremzedeleri ziyaret ettiğinde “kader planı” dedi.
İktidarı eleştirenlere sert çıktı.
Erdoğan, her ne kadar iktidarı eleştirenlere sert çıksa da depremin vurduğu 10 ilde 294 bin yapının AKP hükümetinin çıkardığı İmar affından yararlandığı ortaya çıkıyordu.
İktidarın 2018’de çıkardığı imar affıyla kaçak ve güvenliksiz binalar, kişilerin beyanı esas alınarak affa uğradı.
Kahramanmaraş Depremi'nin vurduğu on şehirde 294 bin yapının bu aftan yararlandığı belirlendi.
Ne güzel değil mi?
Sen çürük binaları affa uğrat, imar ver, sonra “kader” de..
Olur mu?
Tabii ki olmaz.
Erdoğan’ın söylemlerine baktığımızda bakış açısının 24 yılda tamamen değiştiğini görüyoruz.
İnsanın aklına şu geliyor, her şeyi anladık da insanlar yıkıntıların altında sokaklarda neden aç susuz bırakıldı?
Anlayan beri gelsin.
Çöken on ildeki çürük binalar mı?
Yoksa
Devlet mi?