İzkitap 4. İzmir Kitap Fuarı, 26 Ekim'de Gaziemir'de başladı. Yayıncıların büyük umutlarla katıldıkları fuar, daha en başından büyük bir hüsrana dönüşmüştü. 

Organizatör firmanın yeterli duyuru ve tanıtımı yapmadığı fuarda, stantlar bomboş kaldı. Sona ermesine 2 gün kalan fuarda ilk günkü durumda herhangi bir değişiklik olmadı, yayınevleri fuardan zarar ederek ayrılacaklar. 

Katılan yayınevleri duruma tepki gösterirken Yayıncılar Yardımlaşma Derneği (YAYDER) Başkanı Ali Avcu da bir mesaj yayımlayarak şunları söylemişti:

"Aylar önce metrekaresi 2000 TL bandından başlayarak 3000 TL’ye kadar ulaşan stant fiyatlarıyla ortalama bir kitap yayıncısına 9 gün için personel giderleri hariç diğer maliyetlerle 100 bin TL ila 200 bin TL maliyeti olan İzmir Kitap fuarında yayıncılar kan ağlıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi adına İZ Kitap’ın düzenlediği fuarda deyim yerindeyse in cin top oynuyor. Böyle büyük bir organizasyon sorumluluğunun altına giren İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve aracı kurumun görevlerini yerine getirmediği açık bir şekilde ortadadır.

İzmir halkının fuardan haberi olmadığı, organizasyonun tanıtımının yapılmadığı çok net anlaşılmaktadır. Bu olay İzmir’i kültür başkenti olarak lanse edenlerin gerekli liyakate sahip olmadığını göstermekle birlikte, zaten zor durumda olan kitap yayıncısına büyük bir darbe indirmiştir.

Dernek üyelerimizin de katıldığı bu organizasyonda küçük-orta ölçekli diye tabir edebileceğimiz çok sayıda yayınevi şu ana kadar zarar etmiştir. Yayder olarak çağrımızdır, yetkilileri sorumlu davranmaya fuarın kalan günlerinde İzmir’e yakışır bir şekilde organizasyonu tamamlamaya davet ediyoruz."

Puslu Yayınevi Sahibi, Toplumsal Yazarı Murat Bulut da bugünkü yazısında fuardaki içler acısı durumu köşesine taşıdı.

"İzmir Büyükşehir Belediyesi adına İZ Kitap’ın düzenlediği Gaziemir'deki 26 Ekim- 2 kasım 2024 kitap fuarı büyük bir hüsrana ve umutsuzluğa sebep oldu. Görüştüğüm yayıncılar oldukça tepkililerdi" diyen Bulut, yazısında "Benim de gördüğüm, yazar ve yayıncı olarak katıldığımız ve şahit olduğum fuar içler acısıydı" ifadelerini kullandı.

Bulut, yazısının devamında şunları ifade etti:

"Yayıncılığın can çekiştiği, kültür ve sanatın ötekileştirildiği, düşünen ve üreten insanların yalnızlaştırıldığı bu kurak zaman diliminde İzmir gibi kültürün başkenti olmaya aday bir ilin yöneticileri maalesef üzerine düşen görevi layıkıyla yapmamışlardır ve can çekişen yayıncılığa bir darbede onlar vurmuştur. Bu anlamda toplumun kültürel gelişimine karşı zararlı bir iş yapmışlardır. Kitap fuarları halkın rahatlıkla ulaşabileceği alanlarda, mekanlarda yapılmalıdır. Yani diğer işkollarından ve sektörlerden farklı bir yapısı vardır. İzmir Fuarı eski fuar alanından çok uzakta, halkın ulaşımının zor olduğu bir noktada yapılmıştır. 

Yayıncılara gerekli çalışmaların ve hizmetin yapılacağının vaadi verilerek ama yapılmayarak halktan uzak ve sadece ticari kazanç için yapılan böylesi kitap fuarları yarardan çok zarar verici niteliktedir. Yayıncılar fuarlardan alacağı maddi kazançla yeni kitaplar basmayı düşünürken büyük zararlar ederek mevcut durumları daha da sıkıntıya girmektedir. Ayrıca belediyeler ve fuarcılar tarafından yayıncılardan alınan ücretler okuyuculara uygun ve ucuz kitap satışını olumsuz etkilemektedir. 

İzmir Kitap fuarına katılım ücretleri -fahiş fiyatlar diyebileceğimiz paralar- fuardan aylar önce yayıncılardan alınmış ve karşılığında hiçbir tanıtım ve çalışma yapılmamıştır. Bu anlamda bir dolandırıcılık hikayesine denk gelecek bir durum mevzu bahistir. 

Kitap fuarına büyük umutlarla gelen yayıncıların yaşadığı şok, mevcut yöneticilerin ne kadar olaydan bi haber olduklarını, kötü niyetlerinin ve kitabın değerini anlamadıklarının bir göstergesi olmuştur. Oysaki İzmir’li vatandaşların kitaba ilgisini ve verdiği önemi tüm yayıncılar bilir. Geçen yıllarda vatandaşlar kitap fuarlarına yoğun ilgi göstermiş Türkiye’de yapılan en etkili kitap fuarları bu güzel şehirde gerçekleşmiştir. Bu anlamda halk yöneticilerden daha ileri seviyededir. Aslında ülkemizin en büyük sorunlarından biri de bu değil midir? Topluma öncülük edecek yöneticilerin vatandaşların gerisinde kalması sorunsalı can yakıcı bir durumdadır artık. Belki de bu dolandırıcılığa varan vurdumduymazlık, hiçbir tanıtımda bulunmama ve para kazanma kurnazlığı bu illerdeki kitap fuarlarının artık bitmesine sebep olacaktır. Bu basiretsiz yöneticilik anlayışı çocuklarımızın, gençlerimizin ve yetişkin insanların kitap çeşitliliğine ulaşmasını ve ucuz kitap alma şanslarını elden almış olacaklardır. Ama bu kötü örnek belediyelerin kitap fuarlarını ücretsiz yapma zorunluluğunu ve haklılığımızı dahada perçinleştirecektir.     

Bir yazar, yayıncı ve okuyucu olarak kitabın önemini yöneticilere anlatabilme, sesimizi duyurabilme çabasında olmaktan utanç duyuyorum. Oysaki kaldırım yapmak şüphesiz önemlidir, şehir planlaması yapmak önemlidir vs. fakat o ilin kültürel sosyal hayatına katkıda bulunmak, ruh kazandırmak, toplumu umutlandırmak ilk önce o ilin yöneticilerinin ve belediyenin en önemli yapması gereken görevlerinden biridir.  Bir il coğrafi özellikleriyle, maddi kültürel yapılarıyla bilinirken oradaki insan kalitesiyle de anılır. Toplumların gelişmesinde fikirler ve aydınlar çok önemlidir. Fuarlarda okur yazar buluşması, seminerler, paneller, söyleşiler olması yeni ve çeşitli kitaplara ulaşılması vatandaşlara oldukça önemli katkılar sunmaktadır. Bu durumun aksisi o işte sorumluluğu ve yetkisi olan yöneticilerin vebalinedir. Bu anlamda vatandaşların okuyucuların kent yöneticilerine baskı yapmaları ve gerçek kaliteli hizmet talebinde bulunmaları oldukça önemlidir. Araştırıldığında gereksiz ve şaibeli projelere ciddi paralar harcayan büyükşehir belediyelerinin böyle bir etkinliğe ayıracağı tutar mevcut bütçenin yanında küçük bir meblağ olacaktır.  Küçük maddi kaynaklarla söz konusu illerde yapılacak kitap fuarlarıyla vatandaşa kültürel hizmet sunulmuş olacaktır. 

 Son söz, zaten zorluk içinde olan bir anlamda kültür elçileri olan yazar, düşünür ve yayıncılara yük bindirmekten vazgeçilmelidir. Bu anlamda belediye fuarları ücretsiz olmalıdır.

Enseyi karartmamak için güzel bir gelişme olarak, mevcut durumdan oldukça rahatsız olan yazar, kitapçı, yayıncı ve düşünürler örgütlenme yoluna gitmeye başlamıştır. Bu anlamda yeni kurulan bir yayıncı derneği de YAYDER (Yayıncı Dayanışma Derneği) ’dir. “Kitap yayıncılarına bir darbe de İzmir'den geldi” başlığında yazılar, duyurular yapmış ve konuyla ilgili işin takipçisi olacaklarını belirtmişlerdir. Örgütlenmenin ve birlikte mücadele etmenin önemi büyüktür. Halkı cahilleştirmeye, kültürsüzleştirmeye, lümpenleştirmeye çalışanlarla mücadeleye tüm duyarlı vatandaşları davet ediyorum. Bu anlamda önerilerinizi ve masajlarınızı iletmeniz önemlidir.

Liyakatli, koltuk sevdası için değil toplum için çalışan,  halkçı ve kitabın değerini anlayan yöneticilerin olduğu bir ülke dileğiyle, kalın sağlıcakla."