Marşın 6. Kıtasına geldi sıra… Hep birlikte okuyalım:
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Bu kıtada öz Türkçe olmayan sözcükler şunlar:
Kefen, şehit, dünya, cennet, vatan… Ayrıca “kefensiz” sözcüğündeki –siz eki de öz Türkçe bir ek. Tıpkı dünyaları sözündeki – ları eki gibi…
Öbür sözcüklerin bütünü öz Türkçe… Bu bakımdan bu kıta öz Türkçe sözcüklerin en baskın olduğu kıtalardan biri olarak dikkat çekiyor.
Bastığın,
Yerleri,
Toprak,
Diyerek,
Geçme,
Tanı,
Düşün,
Altındaki,
Binlerce,
Yatanı,
Sen,
Oğlusun,
İncitme,
Yazıktır,
Atanı,
Verme,
Alsan,
Da,
Bu.
Görüleceği üzere 19 sözcük öz Türkçe, 5 sözcük ise yad dillerden gelme… Yad dillerden gelme sözcüklerin öz Türkçeleri nedir?
Ona da bir bakalım…
Kefen sözü Arapça ama Türkçe olarak, “ölü bezi” denilebilir.
Şehit sözü Arapça ama Türkçe olarak bir karşılık yok.
Dünya sözü Arapça ama Türkçe karşılığı “Yertinç” sözcüğüdür. Eski Türkçe belgelerde bu sözcük geçmektedir. Buna ek olarak “Yersuv” sözcüğü de dünya anlamına gelmektedir.
Cennet sözü bize Arapçadan gelse de köken olarak İbranice olduğu biliniyor. Anlamı “bahçe” ya da “bitki ve ağaçlarla toprağı örten bahçe” demektir. Türkçesi olarak “Uçmak” sözcüğü veriliyor ama bunun Soğdça bir sözcük olabileceği de belirtiliyor. Gerçek şu ki Türklerde Sami dinlerindeki gibi cennet ve cehennem düşüncesi bulunmadığı için cennet ve cehennem sözcüklerinin Türkçede bir karşılığının olmaması doğaldır. Tıpkı Türklerde olup da Sami halklarda olmayan pek çok kavramın Sami dillerinde karşılığının olmaması gibi…
Vatan sözü de Arapça ama Türkçede birkaç karşılığı var. Bunlar; el, yurt ve ülke sözcükleridir.
Öbür kıtaya geçelim…
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan dünyada beni cüdâ.
Bu kıtada yad dilerden gelme sözcükler şunlar:
Cennet,
Ki,
Vatan,
Feda,
Şüheda,
Can,
Canan,
Hüdâ,
Dünya,
Cüdâ.
Öbür sözcükler ise öz Türkçe. Biz yine de onları yazalım:
Kim,
Bu,
Uğruna,
Olmaz,
Fışkıracak,
Toprak,
Sıksan,
Bütün,
Varımı,
Alsın,
Da,
Etmesin,
Tek,
Beni.
Yad dillerden gelen sözcüklerin Türkçelerini verelim:
Bir önceki kıtada da geçen sözcükleri yinelemeden bu kıtada geçenlerle yetinelim.
Feda sözcüğünün Türkçesi “özünü verme” demektir.
“Kim bu cennet vatanın uğruna vermez ki özünü”
Nitekim Türkçede fedakârlık anlamında özveri sözcüğü kullanılmaktadır.
Şüheda sözcüğü Arapça şehit sözcüğünün çoğuludur.
Can sözcüğü Farsçadır. Türkçesi; “tin” ve “dirim” sözcükleridir. Tin, öz Türkçede aynı zamanda ruh anlamına da gelmektedir. Dirim de aynı zamanda hayat demektir. Tıpkı öz Türkçe yaşam gibi…
Canan sözcüğü gerçekte can sözcüğünün çoğuludur; canlar demektir ama Türkçede bu anlamda değil de “sevgili” anlamında kullanılmaktadır. Sanırım Farsçada da bu anlamda bir kullanımı var.
Hüda sözcüğü Farsçadır ve öz Türkçesi; Tanrı, Çalap, Yaradan, Ogan sözcükleridir.
Cüda sözcüğü de Farsçadır ve öz Türkçesi “ayrı” ve “uzak” sözcükleridir.
Ek olarak –ki sözcüğünü de ele alalım. Bağlaç olan “–ki” Farsça kökenlidir. Ancak sahiplik belirten “-ki” sözü Türkçedir. Şöyle ki; benimki, seninki, onunki gibi… Bağlaç olan ayrı yazılırken sahiplik belirten
“–ki” birleşik yazılır.
Bu kıtada toplamda 26 sözcük bulunuyor. Bunlardan 14’ü öz Türkçe, 12’si ise yad dilerden gelmedir.
Öbür kıtaları da sonraki yazılarımızda irdelemeyi sürdüreceğiz.