Smotrich, “İsrail'in Gazze'yi işgal etmesi ve nüfusun yarısını iki yıl içinde göç etmeye ‘ikna’ etmesi gerektiğini” savundu. Batı Şeria’daki Yesha Konseyi’nin düzenlediği bir konferansta konuşan Smotrich, bu stratejinin başarılı olması durumunda Batı Şeria’da da uygulanabileceğini ifade etti.
"Gazze'yi İşgal Etmek Kirli Bir Kelime Değil"
Smotrich, Gazze Şeridi’ni işgal etmenin maliyetli bir süreç olacağını kabul etmekle birlikte, İsrail’in güvenliği için bu bedelin ödenmesi gerektiğini belirtti. “Gazze’nin nüfusunu iki yıl içinde mevcut büyüklüğünün yarısına düşürecek bir durum yaratabiliriz” diyen Smotrich, bunun “çok fazla para gerektirmeyeceğini” ileri sürdü. Gazze'yi işgal etmenin “kirli bir kelime olmadığını” savunan Bakan, “Eğer güvenlik kontrolünün maliyeti 1 trilyon 37 milyar dolarsa, bunu kabul ederim. İsrail’in güvenliği için gereken buysa, öyle olsun” ifadelerini kullandı.
"Gönüllü Göç" Stratejisi Eleştirilerin Hedefinde
Smotrich, tartışmalı “gönüllü göç” stratejisinin Gazze’de uygulanabileceğini, bu politikanın ardından bölgedeki kontrolün İsrail Savunma Kuvvetleri'ne (IDF) devredilmesi gerektiğini dile getirdi. Ancak, eleştirmenler bu planın bir savaş suçu olan zorla yerinden etmenin örtülü bir ifadesi olduğunu belirtti. İsrail İçişleri Bakanı Itamar Ben Gvir’in de desteklediği bu politika, insan hakları savunucuları ve muhalif çevreler tarafından yoğun tepkiyle karşılanıyor.
Hazine ve Güvenlik Yetkililerinden Uyarılar
İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Hazine yetkilileri ve güvenlik teşkilatları, Gazze’yi işgal etmenin İsrail ekonomisi üzerindeki büyük etkileri konusunda uyarılarda bulundu. Smotrich ise Hamas’ı yenmek için Gazze’deki yönetim yapısının değiştirilmesi gerektiğinde ısrar ederek, bu süreci yönetebilecek tek tarafın İsrail olduğunu savundu.
Gazze'de Yeniden Yerleşim Tartışması
Geçtiğimiz ay Gazze’de Yahudi yerleşimlerinin yeniden kurulması çağrısında bulunan bir etkinliğe katılan Smotrich, İsrail’in geçmişte terk ettiği toprakların İran’ın ileri terör üslerine dönüştüğünü ve ülkeyi tehlikeye attığını öne sürdü. Ancak, bu yerleşimlerin inşasına ilişkin kararların “savaştan sonraki günle” ilgili olduğunu ve “demokratik yollarla” alınacağını kaydetti.