İnsanlık testi

Bir ülkenin yarınını, aç karnına okula giden çocuklarla mı kuracağız? Sokakta boş beslenme çantası taşıyan minik ellerle mi geleceğe yürüyeceğiz?

AKP ve MHP, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek’in, öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilmesini öngören kanun teklifini reddetti. Çünkü bu iktidara göre açlık, bir toplumsal yara değil, yalnızca kaderin cilvesi. Bu düzende, 4,8 milyar doları çocuklar için harcamamak, 45 milyar doları siyasi hesaplara harcamaktan daha “önemli” olabiliyor. Demek ki mesele çocukların doyması değil, siyasi açlığın tatminiymiş!

Gökçek’in de söylediği gibi: “Bugün okul kantininde bir tost, bir su, bir ayran alsanız, 100 lirayı buluyor.” Ama bu gerçeği kimse umursamıyor. Çünkü artık bir kuru tost, çocuklar için lüks bir öğün haline geldi. Saray’dan bakınca ise her şey tozpembe: Millet bahçeleri, tarikatlarla ortak eğitim projeleri… Anlatılıyor da anlatılıyor. Ama o sofraya oturamayan çocuklar hâlâ orada. Hâlâ aç.

Bu çocuklar yalnızca hayatta kalmak değil, onurlu bir çocukluk yaşamak istiyor. Ne yazık ki onlara bir tabak yemek bile çok görülüyor. Türkiye’de “yarını inşa edecek” 10 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor. Her üç çocuktan biri kahvaltı yapmadan okula gidiyor. Her dört aileden biri evine et alamıyor. Ama iktidarın gündemi başka: Muhalefetin yönettiği belediyeleri nasıl işlevsiz hale getiririz?

Muhalefetin yerel yönetimlerinde yoksulluğa karşı mücadele eden bir anlayış hâkimken, iktidar açlığı bile gizlemeye razı. Bu sadece bir yönetim sorunu değil; aynı zamanda ahlaki bir çöküş. Çocuklar açken “hayır” demek, siyasi hırs uğruna vicdanı rafa kaldırmak yalnızca yanlış bir karar değil; bu, açık bir suçtur.

Ve o teklif...

Çocuklar aç karnına okula gitmesin, anneler babalar çocuklarının gözlerine bakarken mahcup olmasın diye Meclis’e sunulan 4,8 milyar dolarlık teklif reddedildi. Ama aynı eller, Ekrem İmamoğlu’nu yargılamak için 45 milyar doları gözünü kırpmadan harcadı. Bu mudur adalet? Bu mudur öncelik?

Çocuklar açken gelecekten söz edilemez. Aç çocukların omzuna devlet kurulamaz. Karnı doymayan bir nesille kalkınma sürdürülemez. Eğer bir ülke çocuklarına bir öğün yemek dahi veremiyorsa, neyi başarmış sayılabilir ki?

Ve unutmayın…

Bu çocuklar büyüyecek. Bir gün karşınıza dikilip size şunu soracaklar: “Biz açken siz neredeydiniz?”

O gün geldiğinde, hangi nutuk temizler vicdanınızı?

Hangi mazeret silebilir bir çocuğun aç geçen çocukluğunun izini?

Bugün reddettiğiniz teklif sadece bir yasa maddesi değildi. O, bir annenin endişesini, bir çocuğun utancını silme fırsatıydı. Ama siz sırtınızı döndünüz.

Tarih bunu yazacak.

Vicdan bunu unutmayacak.

Ve bu millet, çocuğunu ihmal edenleri affetmeyecek.

Hayal edin: Sabahın erken saatleri. Türkiye’nin herhangi bir yerinde yorgun bir anne mutfağa giriyor. Ekmek yok. Zeytin bitmiş. Tereyağı zaten hiç olmamış. Dolaba bakıyor, sonra çocuğunun çantasına. Eli boş. İçinden yalnızca “Bugün de veremeyeceğim,” diyebiliyor. Belki de sessizce ağlıyor. Çünkü çocuğuna “Bugün okulda kantinden bir şey alırsın” diyemeyecek kadar çaresiz. Ve o çocuk, aç karnına sınıfa giriyor. Derse değil, önce açlığına odaklanıyor.

Peki biz buna ne diyoruz?

Kader mi?

Alınyazısı mı?

AK Parti ve MHP’nin reddettiği teklif, çocukların karnı doysun diyeydi. Ama siyasi çıkarlar uğruna reddedildi. Çünkü bu ülkede açlık, yönetenlerin gözünde bir sorun değil, kanıksanmış bir gerçeklik, alışılmış bir durum sadece. AK Parti ve MHP, durumu olmayan ailenin öğrencisi okulda aç kalacak dedi ve bu olay gündem bile olmadı.

Asgari ücretle geçinen bir ailenin üç çocuğu her gün kantine gitse, hiçbir şekilde ay sonunu getiremezler. Aileler ne yapıyor? Tostu ikiye bölüyor, çocuklarına “Bugünlük idare et” diyor. Oysa o “bugünlük”, artık yıllara yayıldı. Ve çocuklar alıştı. Aç kalmaya, utanmaya, arkadaşına imrenmeye, öğretmeninden gizlemeye alıştı. Bu alışkanlık, bir toplumsal suçun en büyük kanıtı değil de nedir?

Şimdi kendimize şunu soralım:

Bir ülkede her üç çocuktan biri kahvaltı yapmadan okula gidiyorsa; her dört aileden biri haftalarca et yiyemiyorsa, bu ülkenin gerçek sorunu hâlâ döviz kuru mu, enflasyon mu?

Hayır. Bu ülkenin asıl sorunu, yönetenlerin vicdanla bağının kopmuş olması.

AK Parti hükümeti artık çocukları da siyasi rakip olarak görüyor. 45 milyar dolar siyasi operasyonlara harcanırken, 4,8 milyar dolarlık yemek önerisi “yük” olarak reddediliyor. Mesele para değil. Mesele tercih. Mesele niyet.

Bir çocuğun gözündeki mahcubiyet, bir annenin “Bugün ne koysam?” kaygısı, bir babanın sessiz çöküşü… Bunlar istatistik değil; bunlar gerçek hayat. Bu sahne karşısında Meclis’te “çocuklar aç kalmasın” teklifine “hayır” oyu kullananların suçu var.

Bu yüzden bu karar, yalnızca siyasi bir mesele değil; bir insanlık testidir.

Ve bu testte kaldınız.

Daha açık soralım:

Bir çocuğun karnı açsa, orada adalet olabilir mi?

O çocuk kantinde tost alamayıp yalnızca bakıyorsa, orada fırsat eşitliği var diyebilir miyiz?

Bu tabloya rağmen hâlâ “hayır” diyenler varsa, bu artık sadece yoksulluk değil; halktan ne kadar koptuğunuzun kanıtıdır.

Ama unutmayın:

Bu milletin hafızası sandığınız kadar kısa değil.

Bu ülkenin annesi, babası, “Tost yiyemedim anne” diyen çocuğun sesini asla unutmaz.

Bugün aç karnına derse giren çocuklar, yarın büyüyecek. Ve büyüdüklerinde size soracaklar:

“Biz açken siz neredeydiniz?”

O soru, bir gün tarihin en yüksek sesi olacak.

Çünkü çocuklara yemeği çok gören bir sistem, sadece ekonomik değil, ahlaki olarak da çökmüştür.

Ve biz, bu çöküşün sessiz şahitleri olmamalıyız.

Bugün reddedilen teklif yalnızca bir yasa maddesi değildi.

Bir çocuğun utancını silebilir, bir annenin çaresizliğine çare olabilirdi. Ama görülmedi. Görülmek istenmedi.

Tarihe not düşüyoruz:

Siz 4,8 milyar doları çocuklara çok gördünüz.

Ama 45 milyar doları siyasi hesaplar uğruna harcadınız.

Bu ülkenin çocukları açken, siz koltuklarınızı korumaya çalıştınız.

O koltuklar bir gün gidecek.

Ama o çocukların boş kalan beslenme çantaları, bu milletin hafızasında kalacak.

Ve biz o gün geldiğinde tarihin karşısına geçeceğiz:

“Biz bu karanlığı gördük,” diyeceğiz.

“Ve susmadık.”

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }