Haziran 2015 seçimi gibi 2019 yerel seçimindeki oy kaybı da terörle önlenecek

Birkaç günden beri sosyal medyada Alevi kimselerin kapılarına çarpı işareti konması kamuoyu gündemine yerleşti ve sosyal medyada yoğun olarak paylaşılıyor. Doğal olarak Çorum, Maraş, Sivas olayları akla geliyor.

Birçok Alevi yurttaş, “kapıya işaret koyacağınıza içeri girseydiniz de ikram bulsaydınız” diye mesaj yayınlıyor. Alevi olmadığı anlaşılan birçok yurttaş da; “ben Aleviyim, laik ve aydınlıktan yanayım…” diyerek tepkilerini ortaya koyuyor.

Bu çirkin ve düşmanca davranışın ortaya konmasının zamanlamasını öngörerek nedenlerini anlamaya çalışırken, acı bir gerçekle karşılaşıyoruz. Öyle ki;

18 yıldan beri iktidarı elde tutan siyasi parti ile Genel Başkanının oy aşkıyla her yolu mübah gördüğü gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Hem iktidar gücü ve hem de “mağduriyet” edebiyatı ile artık oy kaybının önlenememesi; yeni argümanlarla yeniden terör korkusu yayarak oy devşirme yoluna gidildiğii anlaşılıyor.

Haziran 2014 genel seçiminde iktidar partisi, tek başına iktidar olma olanağını yitirince; bizzat Cumhurbaşkanı; demokrasinin gereği olan koalisyon hükümetinin kurulmasını engellemiş; oyalamalar sonunda Kasım 2015’de seçimin tekrarına karar vermişti.

Oyalama süreci içinde birçok terör eylemleri gerçekleşti. Örneğin 9 Haziran 2015’de ölümlerle sonuçlanan terör eylemleri başladı. Diyarbakır’da “Yeni İhya Der”e düzenlenen silahlı baskınla dernek başkanı dahil 4 kişi yaşamını yitirdi.

20 Temmuz 2015’de IŞİD, Suruç’da canlı bomba patlattı. 32 yurttaş yaşamını yitirdi.

22 Temmuz 2015’de Ceylanpınar’da iki emniyet görevlisi yataklarında kahpece katledildiler. Feyyaz Yumuşak ile Okan Acar adlı polis memurları yaşamlarını yitirdiler.

Peş peşe meydana gelen çeşitli yerlerdeki asker, polis ve sivil yurttaşların yaşamlarını yitirdikleri terörist saldırılar yaşandı!

Zamanın Başbakanı; “terör oylarından sonra oylarımızın yükselişe geçtiği anketlerden anlaşılıyor” dedi.

Seçimin yenilenmesi kararı, Cumhurbaşkanı ile TBMM Başkanı görüşmesi ile açıklandı. Partiler, seçim kampanyası başlattı.

4 Eylül 2015 günü TBMM, hükümete “sınır ötesi harekat ve sınır dışına asker gönderme” yetkisi veren tezkere onayladı.

6 Eylül’de teröristlerin saldırdığı Yüksekova Dağlıca sınır karakolunda 17 Mehmetçik şehit oldu. Bunun üzerine operasyon başladı.

10 Ekim’de Ankara Garı önünde IŞİD canlı bombalarıyla “Emek, Barış, Demokrasi” mitingine katılan yurttaşlarımızın 203’ü yaşamlarını yitirdi, yüzlercesi yaralandı! (Oi IŞİD’in lideri Bağdadi, 2019 Ekim’inde Türkiye sınırının 5 kilometre yakınında Amerika tarafından öldürülecek ve ardından ailesinin yıllardan beri yaşadığı Türkiye’de gözaltına alındığı açıklanacaktı!)

1 Kasım 2015 günü tekrarlanan seçimde AKP, 7 Haziran’daki % 40.6 oy oranını % 49.5’e yükselterek yeniden tek başına iktidar oldu.

7 Haziran’dan sonra meydana gelen terör olaylarının yarattığı “korku” ortamında AKP’nin oylarını yükseltmesi; tartışma konusu olageldi. Ki Ankara 12. İdare Mahkemesi; Gar katliamında yaşamını yitiren Veysel Atılgan ailesinin açtığı davayı; İçişleri Bakanlığı ile Ankara Valiliği’ni “hizmet kusuru” işlediği gerekçesiyle tazminat ödemeye, daha yeni hükm etti.

“Erken seçim” taleplerinin seslendirilmeye başlandığı Kasım 2019’da; Alevi yurttaşlara yönelik tehdit ve eski acı olayları anımsatan sosyal medya yollu beyanların devlet tarafından ciddiye alınması gerekmiyor mu?

İktidarı elde tutmak için her yolu mübah gören, devlet yerine partinin iktidarını önemli gören zihniyetin hortlatılması, toplumsal barışı ve “tasa ile kıvançta bütün olma” ülküsünü aaçıkça tehdit ediyor!

Din istismarcıları; “sahte peygamber” dedikleri şahsın cenazesinde kitlesel gövde gösteri yapması ne anlam içeriyor?

AKP’nin Haziran 2015 seçimiylee tek başına iktidar olma olanağını kaybetmesinden sonraki 6 ay içinde oluşan korku atmosferiyle yeniden iktidarı getiren oy yükselmesi gibi; 2019 seçimindeki oy kaybı da Alevilere yöneltilen tehdit ve korkularla mı yükseltilecektir?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı tarafından dinsel öğe ve farklılıkları yeniden gündeme taşıması; birilerine cüret mi vermiştir?

Ya da birileri söylemlerden vazife mi çıkarmaktadır?

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }