Giderek büyüyen önemli bir sorun da bu: Hafız yetiştirmek adı altında laik ve çağdaş Türkiye’ye düşman elemanlar imal etmek…
Bu tehlikeli işi, Diyanet İşleri Başkanlığı ile tarikat örgütleri birlikte yürütüyorlar.
Peki hafız ne yapar?
Hafız, Kuran-ı Kerim’i ezberler; onu hafızasına kaydeder. Bir tür kayıt aleti gibidir.
Ama çağımızda hafızlara gerek kalmamıştır. Dijital dünyada pek çok saklama aleti ve yöntemi vardır. Teknolojinin size istediğiniz anda tüm Kuran’ı en hatasız biçimde sunduğu bir elektronik çağı yaşıyoruz. Tırnak kadar bir aletin içine Kuran’ı ve öbür kutsal kitapları sığdırıyorsunuz ve istediğiniz zaman onları açıp okuyabiliyorsunuz.
MİLİTANLAR ORDUSU
Hafızlara gereksinim kalmamıştır ama görüyoruz ki hafızlık işi ülkenin her yanına dalgalar halinde yayılıyor. Bu iş boşuna değil… Cumhuriyet rejimiyle savaşanlar, kendilerine militan yetiştirmek için hafızlık sistemini dibine kadar sömürüyorlar. Normal okullara gidip akılcı eğitim görmesi gereken çocukları ailelerden alıyorlar; onları kendi adamlarının denetimindeki yurtlara dolduruyorlar. Burada o çocuklara din eğitimi adı altında kendi çağdışı dünya görüşlerini aktarıyorlar. Çocukları, kendilerine tam itaatli olmaları için baskılıyorlar. Bu süreçte bazı yerlerde çocuklara tecavüz edildiği oluyor. İtiraz edenler, “Cehenneme gidersiniz ha!” diye korkutuluyor.
Sonra bu çocuklara, ayetler ezberletilmeye başlanıyor. Küçük çocukları ne olduğunu anlamadıkları cümleleri tekrar tekrar tekrar söyleyerek hafızlarına kazıyorlar. Bu yöntemle o beyinler; bu anlamsız cümlelerle dolduruluyor… Çocukların bilinç altlarına da korku ve baş eğmecilik yerleştiriliyor. Böylece köleleştirilmiş bir kadro elde ediliyor.
DEĞERLİ BEYİNLER
Hafız olarak ayrılan çocuklar, gerçekten değerli beyinlere sahip. Bu çocuklar normal eğitimden geçirilseler ülkenin kalkınmasına, millete ve hatta insanlığa hizmet edecek ürünler geliştirebilecekler. Ama dinci siyasetçiler, kendilerine hafız adı altında propaganda militanları yetiştirmek için o beyinleri katlediyorlar.
Üretecek, değer yaratacak çocuklar; hiçbir işe yaramayan ve artık geride kalmış hafızlık uğruna çöpe atılmış oluyorlar. On binlerce üstün beyin sahibi genç, üretemediği gibi hiçbir emek vermeden üretilenleri tüketerek toplumun sırtına yük oluyor.
LİNÇ ETMEYE KALKIŞTILAR
Hafız adı altında AKP militanı yetiştirme projesinin merkezi Diyanet İşleri Başkanlığı. Peki hafızları kim yetiştiriyor? Ayasofya Camisi'nde yapılan programda Mustafa Kemal Atatürk'e dolaylı yoldan "zalim ve kafir" diyen ve hakkında bir işlem yapılmayan Mustafa Demirkan adlı bir yobaz... Diyanet İşleri, işte bu adamı "Hafızların reisi" yapmış, işin başına getirmiş... İşte o çocukları böyle adamlar yetiştiriyor...
Sadece Diyanet İşleri değil, bu kurumun izni ve desteğiyle yıkıcı tarikatlar da hafızlık kursları açıyor. Bunlar gösterişli mezuniyet törenleri yaparak çocukları bu sakat yola katılmaya özendiriyor.
Bu sistemi eleştirenlere toplu saldırılar yapılıyor. Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Fatih Ergin bu gerçeğe dikkat çeken bir tweet attığı için aralarında Diyanet’in de yer aldığı gerici kuruluşlar ve yayın organları tarafından linç edilmek istendi. Ama Fatih Ergin tezinde direndi ve bu dik duruşuyla saldırganları püskürttü.
BİR KURUŞ KATKILARI VAR MI?
Ülkede 89 bin 800 dolayında kayıtlı cami bulunuyor. Buralarda imamlar. müezzinler, hizmetliler görev yapıyor. Ülkenin ekonomisine bir kuruşluk katkısı bulunmayan yüz binlerce insan devletten ballı maaşlar alarak İslam dinini, iktidarın işine gelecek biçimde uyguluyorlar. Yetmiyor bir de hafızları devreye sokuyorlar… Yetmiyor; medrese denilen akıl-bilim dışı kuruluşlarda çağına düşman elemanlar yetiştiriyorlar. Bilimin merkezi olması gereken üniversiteleri, bu insanlık düşmanı medreselerle işbirliğine zorluyorlar. Üniversiteleri medreseleştirip buralardan da dindar görüntülü yeni militanlar yetiştirmeye çabalıyorlar.
Anayasanın açık açık çiğnendiği bu süreci de AKP Lideri Erdoğan yönetiyor.
Anayasa’yı korumakla yükümlü olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise bu büyük suçu görmezden geliyor.
Bakalım nereye kadar?
MUTLU YILLAR: Değerli okurlarım! 20 yıllık “karanlık AKP Orta Çağı”nı 2023 yılında bitirmek özlemiyle hepinizin yeni yılını kutluyorum.
Diri olalım, bir olalım, iri olalım…