Yusuf Tekin’in yaptıklarına bakın; açıkça göreceksiniz. Kendisi tam bir tarikat militanı gibi çalışıyor. Orta Çağ zihniyetli bu suç örgütleriyle sözleşmeler yaparak eğitimi onların eline vermeye uğraşıyor. Bu çağ dışı yapıları koruması yetmiyormuş gibi eğitimi bilimsel verilere uygun yapmayı isteyen laiklik ilkesine da saldırıyor. Ve bu haliyle de Türkiye’yi Afganistanlaştırmaya çabalıyor.
Elbette ki bu yıkım işinde arkasında AKP Reisi Tayyip Erdoğan’ın olduğunu biliyor; oradan aldığı güçle saldırganlaşıyor.
ETNİKÇİLİK AŞKI DAMARLARINDA
Tayyip Erdoğan daha başbakanken “Türkiye’de 36 etnik grup var!” diyerek ve bunları da devleti kuran Türk kimliğinin eşiti sayarak ülkenin ulusal devlet yapısını yıkacak ilk adımı attı. Etnikçilik dediğimiz bu zihniyet, Türkiye’de başta Kürtler olmak üzere farklı ırklardan gelen gruplara bir tür otonomi/devletleşme kapısını açıyordu. Bu amaçla Erdoğan federasyondan ve Kürdistan’dan bile söz etti.
Amaç, ulus devlet modelini parçalamaktı ve bu ABD tarafından 1990’larda geliştirilen Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilme planıydı.
Aynı zihniyet bugün de gündemde. Milli Eğitim Bakanlığı yapan Saray memuru Yusuf Tekin bakın ne demiş: “İttihatçılar bu ülkede egemen oluncaya kadar Osmanlı tüm herkesin kardeşçe yaşadığı bir ülkeydi.”
ŞAHANE CEHALET Mİ İHANET Mİ?
Koskoca TC’nin milli eğitimi ile fareyle oynar gibi oynayan bu şahsın ne kadar cahil olduğunu bu 1 cümle pek parlak biçimde gösteriyor.
1-Ey tarikatsever Yusuf Tekin cehalet suç değil ama öğrenmemek ayıp. Sözünü ettiğin İttihatçılar, 1913 yılında egemen oldular. Neden? Çünkü senin partin AKP’nin kökü olan Hürriyet ve İtilaf Partisi iktidarda iken Osmanlı ordusu, dünkü vilayetimiz Bulgar ordusu karşısında perişan oldu. Bulgarlar Çatalca’ya kadar geldiler. İstanbul tehdit altına girdi. İşte o zaman İttihatçılar harekete geçip iktidara el koydular; İttihatçı Enver Paşa Bulgarları kovup Edirne’yi yeniden ele geçirdiler.
Sizin dedeleriniz o sırada bile Edirne için, “Enver gireceğine Bulgar girsin!” diyorlardı.
Sonra o İttihatçılar orduyu yeniden düzenlediler; Çanakkale Savaşı’nı da dinci padişahçı takımı değil İttihatçılar kazandı; Yusuf…
BOĞAZLAŞMA DÖNEMİ
Şahane cehaletin zirvesi olan cümlesiyle Yusuf Tekin ümmetçi tarikatçılardan, etnik bölücülerden alkış alabilir ama o sözü tarihe de ihanettir.
İttihatçılardan önce Osmanlı’da kimse kardeşçe yaşamıyordu; tam aksine müthiş bir boğazlaşma vardı. Yusuf Tekin’in kardeşleri, Osmanlı’ya karşı her tarafta silah çekiyor; kan döküyorlardı.
*Yusuf’un Arap kardeşleri, 1750’den sonra Osmanlı’yı arkadan vurdular. Vehhabi ayaklanmaları yüzünden Osmanlı devleti çok güç yitirdi ve bu ihanet 1. Dünya Savaşı’nda da devam etti. Yusuf’un Arap kardeşleri, Türkleri kafir sayıyor; vahşice katlediyordu.
*Yusuf’un Sırp kardeşleri 1815’te ayaklanıp Osmanlı’yı katlederek ayrı devlet kurdular.
*Yusuf’un Yunan kardeşleri 1821’de silaha sarılıp Osmanlı’yı katlederek ayrı devlet kurdular. Yetmedi, Sultan 2. Abdülhamit’iniz zamanında Girit’teki Rumlar ayaklanıp Türkleri kurşundan geçirdiler ve adaya el koydular.
*Yusuf’un Müslüman Arnavut kardeşleri durur mu? Onlar da 1910’da ayaklanıp Osmanlı’yı arkadan vurdular.
*Karadağlılar, Bosnalılar hiç kardeşlik düşünmeden silaha sarılıp isyan ettiler; Osmanlı’yı boğazladılar.
*Ermeni kardeşler silaha sarılıp İstanbul’da Osmanlı Bankası’nı bile basarken iktidarda İttihatçılar mı vardı Yusuf?
*Bulgarlar, Osmanlı ordusunu bozup Çatalca’ya kadar ulaştıklarında kardeşlik şarkısı mı söylüyordu Yusuf?
*Bir tek Yahudiler Osmanlı’ya karşı silaha sarılmadılar; o yüzden de pek sevilmiyorlar ya malum zihniyet tarafından…
LAİK VE ULUSAL DEVLET DÜŞMANLIĞI
Yusuf Tekin gibi tarikatseverlerin özellikle 12 Eylül darbesinden sonra bir Türk-Amerikan projesi olarak yetiştirilerek devlet kadrolarına sokulduklarını biliyoruz. Bunların temel amacı, laik ve ulusal çağdaş demokratik devlet yerine dine dayalı bir tek adam rejimi kurmaktır. Demokrasii bunlar için amaca ulaşmak için binilecek ve hedefe varınca da inilecek trendir.
Bunlar, İttihatçılar Türkçü olduğundan, Türk kimliğine onlar üstünden saldırmak için böyle yalanlar uyduran militanlardır.
Atatürk, Türk kimliğine dayalı bir devlet kurduğundan, devleti de akıl temeline (laikliğe) yerleştirdiğinden Atatürk’e de ölümüne düşmandırlar.
Türk ulusu bu gerçeği görüp ABD projesi olan AKP’ye ve onun politikalarına karşı Mustafa Kemal kararlılığıyla karşı durmak zorundadır. Yoksa ülkemiz zamanla Afganistanlaşır; emperyalistlerin dolaylı sömürgesi haline gelir.
Yeni Vahdettinlere geçit yok bu ülkede!