Araştırmacı gazetecilik kuruluşu Lighthouse Reports, farklı ülkelerdeki medya organlarıyla iş birliği yaparak Kuzey Afrika’da göçmen ve mültecilerin alıkoyulmasını araştırdı. Lighthouse Reports’un bir yıla yakın süredir EL PAÍS, Der Spiegel, The Washington Post, Le Monde, IrpiMedia, Alman televizyon kanalı ARD, Fas gazetesi Enass ve Tunus internet gazetesi Inkyfada ile ortak yürüttüğü araştırmada; ''Fas, Moritanya ve Tunus'un göçmen ve mültecileri alıkoymak ve zorla yerlerinden etmek için Avrupa finansmanını kullandığı'' öne sürüldü.
EL PAÍS: SİYAHLARA KARŞI SÜRDÜRÜLEN BU UYGULAMANIN SESSİZ BİR SUÇ ORTAĞI VAR: AB
Araştırma kapsamında EL PAÍS’in bugün (1 Haziran) belgeleriyle yayınladığı haberde, ''Fas, Moritanya ve Tunus; özellikle siyah göçmen ve mültecilerin Avrupa’ya ulaşmalarını engellemek için AB fonlarından faydalanandığı, her üç ülkede de güvenlik güçleri, göçmen ve mültecileri alıkoyuyor ve hayatta kalmalarının neredeyse mümkün olmadığı çöllere sürdüğü ileri sürüldü.
EL PAÍS’in ortaya çıkardığı hikayeler arasında, Fas’ta İngilizce öğretmeni olarak çalışan Timothy Hucks’ın düzinelerce başka genç erkekle birlikte Fas'ın başkentinden 300 kilometreden uzak bir şehre sürgün edilmesi yer aldı. Habere göre, ''evinden bir dükkana giderken güvenlik güçleri tarafından alıkonulan Hucks’la birlikte sürülen herkes siyahtı.''
Bir başka örnek ise Moritanya’dan. Idiatou ve Bella, güvenlik güçlerine kendilerini kimsenin olmadığı bir yerde, telefonsuz ve parasız bırakmamaları için yalvardılar, çünkü nasıl geri döneceklerini ya da nasıl yardım isteyeceklerini bilmiyorlardı. Ancak kendilerini Moritanya ve Mali arasındaki bir sınır karakolunda, cihatçı grupların faaliyet gösterdiği bir bölgede terk edilmiş ve yalınayak buldular.
''Kamerunlu bir müzisyen olan ve altı yaşında bir çocuğa bakan François’nın Tunus'ta çölün ortasına bırakılmasını da yazan İspanyol gazete, on binlerce insanın çöl bölgelerine ya da uzak şehirlere sürgün edilmesini'' şöyle aktardı:
Her yıl Timothy, Idiatou, Bella ya da François (son üçü güvenlikleri için soyadlarını vermedi) gibi on binlerce insan Kuzey Afrika'daki çöl bölgelerine ya da uzak şehirlere sürgün ediliyor. Bu, göçmen ve mültecilerin tekneyle ya da bir çitten atlayarak Avrupa'ya ulaşmaya çalıştıklarında maruz kaldıkları ceza. Dünyanın en büyük sıcak çölü olan Sahra'nın bir köşesine telefonsuz, parasız, susuz ve hatta ayakkabısız bırakılan göçmenlerden hayatta kalabilenler, güvenlik güçleri tarafından kışkırtılan insan kaçırma, gasp, işkence, cinsel şiddet ya da köpek saldırılarını anlatıyor. Sistematik olarak neredeyse sadece Siyahlara karşı sürdürülen bu uygulamanın sessiz bir suç ortağı var: Avrupa Birliği.
LE MONDE: AVRUPA, SAHTA ALTI GÖÇMENLERİN DENİZE ULAŞMASINI ENGELLEMEK İÇİN ÖNEMLİ MİKTARDA KAYNAĞI SEFERBER EDİYOR
Fransa’dan Le Monde’un aynı araştırma kapsamında, 21 Mayıs’ta yayınladığı haberde de benzer hikayeler aktarıldı. Le Monde’da bu hak ihlallerine AB'nin destek iddiaları şu cümlelerle yer aldı:
Fas, Tunus ve Moritanya, izinsiz göçle mücadele politikasını yürüten Avrupa Birliği'nin yoğun ilgisine mazhar oluyor. Kamuoyunun gergin olduğu, üye devletlerin bölündüğü ve birçok ülkede aşırı sağın yükselişinin siyasi gündeme hakim olduğu bir dönemde Avrupa, Sahra altı göçmenlerin denize ulaşmasını engellemek için önemli miktarda kaynağı seferber ediyor. Buradaki risk, Kuzey Afrika ülkelerinin hükümetlerine sağlanan yardımların yasadışı uygulamalar ve tekrarlanan insan hakları ihlalleri için kullanılıyor olması.
Son 10 yıldır AB, Tunus'un güvenlik teşkilatının güçlendirilmesine, öncelikle terörle mücadelede, ikinci olarak da yasadışı göçle mücadelede yardımcı oluyor. AB, üye devletlerin doğrudan yardımlarına ek olarak 2023 yılına kadar 'sınır yönetimi' için 144 milyon avrodan fazla yatırım yaparak gemi, termal kamera, navigasyon radarı gibi ekipmanların satın alınmasını sağladı. Tunus Ulusal Muhafızlarından yaklaşık 3 bin 400 subay da Alman Federal Polisi'nden eğitim aldı; iki eğitim merkezi Avusturya, Danimarka ve Hollanda tarafından 8.5 milyon avro tutarında finanse edildi.