Değerli okurlarım,
Bu yazıda sizlere "Kadınlar Birlikte Güçlü" platformunun bugünkü - 11.12.2022 tarihli - Kadıköy Eyleminden söz edeceğim. Orada okunan Basın Açıklamasından satırlar sunacağım.
Son günlerin çok çarpıcı haberini biliyorsunuz. İnsanlar bunun etkisinden kurtulamıyor.
6 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN İSTİSMARI
Haber Timur Soykan’ın "6 yaşındaki çocuğun istismarı sosyal medyayı ayağa kaldırdı; devlet tepkilerin ardından açıklama yaptı!" başlıklı 7 Aralık 2022 tarihli yazısıyla[1] ortaya çıktı. "6 Yaşındaki kız çocuğuna ‘gelinlik’ giydirildiği ve 29 yaşındaki Kadir İstekli ile yan yana görüldüğü dehşet verici fotoğraflar, sosyal medyada büyük tepki aldı." Habere göre İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki bir adamla evlendirmiş.
Biliyorsunuz: Devlet sessiz kalırken haberin yayınlandığı gün sosyal medyaya tepkiler yağdı. CHP lideri Kılıçdaroğlu: " Dünyayı başlarına yıkın, neyi bekliyorsunuz?" dedi. SOL PARTİ: "Çocuklarımızın güvenliği için tarikatlar iktidarını defedelim" dedi. DP: " Nerede yeri var bu rezaletin? Ne dinde ne de herhangi bir inançta... Ne Türklükte ne insanlıkta... " dedi. DEVA lideri Babacan: " 6 yaşındaki çocuğu istismar etmek alçaklıktır, zulümdür. Bunun adı açıkça tecavüzdür." dedi. İBBB: "Türkiye'nin tepkisini çeken ve büyük öfke uyandıran 6 yaşındaki "çocuk gelin" skandalıyla gündeme gelen İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nı mühürledi."
'KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ' PLATFORMUNUN KADIKÖY EYLEMİ
Haberin yayınlanışından dört gün sonra bugün - 11 Aralık Pazar günü - "Kadınlar Birlikte Güçlü" platformunun Kadıköy’de Karaköy İskelesi önünde düzenlediği eyleme katıldım.
Birlikle beraber var gücümle sloganlar attım.
Değerli okurlarım, üç torunum var.
Ne demektir 6 yaşındaki bir kız çocuğunun ebeveyn rızasıyla evlendirilmesi?
Bu bir cinayettir.
6 Yaşındaki bir çocuk için giyotinle ölüme gitmek demek değilse nedir bu?
Tarikatlar, cemaatler, şeyhler, dervişler Türkiye’si olmayı istemek ve bunu 21. yüzyılda da savunmayı sürdürmek ne demektir?
Hangi kesimden, hangi partiden, hangi etnisiteden bir kadın doğurduğu kız evladı için, oğlu için böyle bir şey isteyebilir?
İstemişse; küçücük yavrusunu kendi kucağından bir başkasının kucağına kendi rızasıyla atmışsa; atıyorsa, en başta bu kadın ve bu kadının kocası canidir; görüp de susanlar, susup da oturanlar, oturup da ağzını açmayanlar suçludur.
Ne yazık ki adalet ve kalkınmayı savunan AKP iktidarı dini ve geleneksel bağlamların yasalardan üstün olmasını istedi. Ne adalet kaldı ortada ne kalkınma.
Bu türden birlikteliklerin, kadın-çocukların beden ve ruh sağlığı üzerinde ne tür zararlı sonuçları olacağını bir an bile düşünmeden yaptı bunu.
Bir dini meclisin lideri kabul etti diye bu yapılan evliliklerin hukuk ve toplum nezdinde kabul edilmesine yol açtı.
AKP iktidarı halkı bile bile yoksulluğa, çatışmalara, eğitime erişim eksikliğine sürükledi, kendi insanını mahvetti.
Oysa devletin temel görevleri şunlar değil midir:
Her şeyden önce kamuoyunu bilinçlendirmek; yasaları uygulamak ve saygı gösterilmesini sağlamak; işyerlerinde cinsiyet eşitliğinin korunmasını temin etmek; erken yaşta evliliğe karşı mücadele etmek üzere genç kızların geleceğini güvence altına almak değil midir?
Bunların yerine bakın neler yapıyor.
"Kadınlar Birlikte Güçlü" platformunun Basın Açıklamasından satırlar.
" Erkek, aile, tarikat, cemaat istismar ediyor; devlet istismarcıyı koruyor!
Birkaç gün önce Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli’yle “evlendirdiği”, “oyun” diye kandırarak cinsel istismara uğrattığı ortaya çıktı. […] Cinsel istismar münferit değil, istisna değil; pek çok “sıradan” ailenin temeli. Çok küçük yaştan itibaren dini nikâhlı evliliğin suç olmaktan çıkarılması, hatta adeta teşvik edilmesiyle ailelerin istismar üzerine kurulduğu bir toplumda yaşıyoruz.
Bugün mecliste milletvekiliyim diye oturanlar, o kutsal ailenin 6 yaşındaki çocukların istismarıyla, 14-15 yaşında çocukların hamile kalmasını dert etmiyor. […] 10 çocuktan 4’ü istismara uğrayarak büyüyor bu ülkede. UTANIN. Cinsel suçlarda “somut delil” şartını getiren 4. Yargı Paketi’ni çıkaran milletvekilleri yüzünden bu istismarcılar çoğunlukla cezasız kalıyor. İstismarcılar abi, baba, komşu, akraba, amca, dayı, il başkanı, korucu, uzman çavuş. […] Bugün çocuklar “rüşt yaşına gelene kadar evlendirilmez” diyen Diyanet’in, daha birkaç yıl önce Dini Kavramlar Sözlüğünde bulûğ çağına girenlerin dini nikahlanabileceğini, bunun alt sınırının kız çocukları için 9 yaş olduğunu söyleyerek istismarı açıkça meşrulaştırdığını unutturmak isteyebilirsiniz. Biz unutmadık.
Bugün cinsiyet değişikliğini ve “LGBTİ propagandasını” yasaklamak için utanmadan pedofili’den bahsederek yasa değişikliği taslağı sunmaya kalkan MHP’nin Diyarbakır’daki il başkanının adeta bir çocuk istismarı şebekesi kurduğunu da unutturmaya hiç niyetimiz yok. Başkanın odasını istismar mekânına çevirmesi yetmemiş, mahkeme de onu çocuğun rızasından söz ederek beraat ettirmiş! […]
Sadece son 6 ay içerisinde: Kendi iki kızına uzun yıllar boyunca istismarda bulunan Cafer Yılmaz, 3,5 yaşındaki torununu da istismar etti. Daha önce komşunun küçük kızına cinsel istismardan 4 yıl ceza alan, cezası kesinleşen Cafer Yılmaz’ın torununa istismardan aldığı cezayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi bozdu. Bu mahkemeyi unutmayın, çünkü biz unutmuyoruz. […]
Konya’da 17 yaşındaki bir çocuk aralarında okul müdürlerinin de olduğu kişiler tarafından “Seni MİT'e memur olarak alacağız” yalanıyla kandırılıp cinsel istismara maruz bırakıldı. Ailesine zarar verme tehdidiyle çocuğa okulda dini nikah yapıldığı, nikahı kıyanın da okul müdürü olduğu ortaya çıktı. İstismarcılardan biri tutuklanırken, okul müdürü serbest bırakıldı.
Başka bir fail erkek 4 yaşındaki yeğenini istismar etti. Yerel mahkemede aldığı ceza Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Sonra İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi SOMUT DELİL BULUNMADIĞI gerekçesiyle beraat kararı verdi.
Yine 6 yaşındaki oğlunu istismar eden bir erkeğe İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi SOMUT DELİL BULUNMADIĞI gerekçesiyle beraat kararı verdi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi beraati onadı.
Bir öğretmen 14 yaşındaki öğrencisini istismar etti. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi SOMUT DELİL BULUNMADIĞI gerekçesiyle beraat kararı verdi
Bir başka erkek 5,5 yaşındaki oğlunu cinsel istismar etti, İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi SOMUT DELİL BULUNMADIĞI gerekçesiyle beraat kararı verdi.
Bu beraat kararlarının, serbest bırakılan istismarcıların, istismarcıları kollayan mahkemelerin, üst mahkemelerin listesi sayfalarca uzatılabilir. Sonuç apaçık: Erkekler istismar ediyor, yeri geliyor adına “evlilik” diyor; bu istismara aileler, toplum, dini vakıflar, yargı ve bütün kurumlarıyla devlet ortak oluyor.
Bugün 6 yaşında bir çocuğa yapılana karşı sözde açıklamalar yapan siyasiler, dün bu suçun işlenmesini kolaylaştıran, beraat verilmesini mümkün kılan yasal düzenlemeleri bizim onca uyarımıza rağmen meclisten geçiriyor. Suçlusunuz. Hepiniz suçlusunuz.
Ve istismarcıların affedildiği bu ülkede hiçbir çocuk güvende değil. Açıkça görüyoruz: Devlet çocukları koruma görevini yerine getirmek bir yana, çocukların güvende olmaması için elinden geleni yapıyor. Ama her çocuğun güvende, eşit, kendi kimliğiyle, özgürce yaşayabileceği bir toplum için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu da size dert olsun. "
Değerli okurlarım,
"Kadınlar Birlikte Güçlü" platformunun Basın Açıklaması polis kuvvetlerinin her yandan çevirdiği Kadıköy’deki Karaköy İskelesi önünde olaysız gerçekleşti.
Durumun trajikliği ortadaydı. Defalarca slogan atıldı. Kalabalık bir fotoğrafçı grubu ve halk eylemi izledi.
Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kadınlara, çocuklara, gençlere verdiği değeri, kazandırdığı hakları, hiçbir ülkenin sunmadığı özgürlükleri, o zamanlarda bizlere tanıdığını unutmayalım.
Bu ülkenin erkeklerini bu ülkenin kadınları yetiştiriyor.
Soruyorum: Hangi kadın 20’li yaşları aşmış olan oğluna 6 yaşında bir küçük kızı gelin diye alır ya da almak ister? Hangi annenin yüreği çocuğunun bir aile bireyi, bir komşu tarafından istismar edilmesine dayanır?
Tek başımıza bir şey yapamıyorsak, bütün kadınlar, lütfen bir olup topluca sürüklendiğimiz bu karanlığa direnelim.