İmamoğlu'nun açıklamaları şu şekilde;
İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis üyemiz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Başkanı. Bu konulara bu iktidar alıştırdı. Her seçim öncesi bir kumpas, bir iftira. 2019 yılında CHP İl binasının alınması üzerine bir görüntü. Sonuçta ben de sosyal medyadan gördüm ve sizin gibi ‘Bu nedir?’ dedim. Günün sonunda bir baktım, ‘kurultayda birilerine verilecek paraların görüntüsü şu, bu’ vs.
Ramazan’ın ilk gününe 2019’undaki gibi seçimin iptal edilişi gibi hiç yakışmayan bir iş. 4 buçuk yıl önceki görüntüden malzeme çıkartma çabası. Televizyonda konuşan gazeteciler ‘Çok yeni görüntü’ dedi. Orada il yöneticisi var, onların beyanı var, il başkanlığının açıklaması var. O dönemin il başkan yardımcısı var. İl başkanının basın danışmanı var. Günün sonunda açıklamaları il başkanlığı yaptı. Beni ilgilendiren tarafı şu, bir binanın alınması meselesi yüzünden işi Ekrem İmamoğlu’na götürmek. İşi İBB’ye götürmek.
Adalet Bakanı iddianame yazar gibi konuştu
Bir konu vardır, sorarsınız. Böyle bir yaftalamak, karalamak üzerine saldırı. ‘Bir şey bulduk Ekrem’e nasıl zarar veririz?’ diye girişim yapıldı. Ekrem İmamoğlu ile İBB ile bir ilgisi yok. Tabii bir iş öyle olmaması gerekirdi. Anlatılana göre o gün yapılan tapu işlemi var. İşlemde verilen kapora süreci var. Orası bir hukukçunun ofisi. Hukukçunun bunu servis etmesi meselesi var. Adalet Bakanı çıktı, iddianame yazar gibi konuştu. Bu işlerde en son Adalet Bakanı konuşur. Birkaç saat ara vermeden sağolsun iddianameyi yazdı.
Orada tapu işlemi öncesi bir olay var. Usül açısından hatalı, eksik. Günün sonunda ben şurasındayım meselenin topyekün saldırı düzeni içerisinde Ekrem İmamoğlu’na bir leke sıçratalım. İl başkanı da süreci yeni öğrendi. Muhtemelen bu burada bitmez. Bir leke atıyorlar. Bizim hakkımızda dava açıldı, bekliyor duruyoruz. İstinafta yatıyor, bakalım hayırlısı.