Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Avrupa Günü vesilesiyle CerModern’de düzenlenen resepsiyonda; "Türkiye-AB ilişkileri kesinlikle olmasını istediğimiz bir aşamada değil. Bu karmaşık ve çok yönlü bir ilişkidir. Bununla birlikte, Türkiye aday bir ülkedir, ilişkilerimiz onlarca yıl öncesine dayanmakta ve sayısız ve benzeri görülmemiş krizler karşısında dayanıklılığını kanıtlamıştır" dedi.
AB’nin temellerinin atıldığı ve bu sene “Ortak Değerlerimiz, Ortak Geçmişimiz” ve “Birlikte İnşa Ettiğimiz Barış ve Refah” sloganlarıyla kutlanan 9 Mayıs Avrupa Günü, AB Türkiye Delegasyonu’nun ev sahipliğindeki resepsiyon ile bugün Ankara CerModern’de kutlandı. Resepsiyona Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın yanı sıra çok sayıda yabancı misyon temsilcisi katıldı.
Etkinlik öncesinde “Yarattığımız, paylaştığımız ortak miras” temalı dijital fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı. Serginin ardından Büyükelçi Meyer-Landrut, eşi Brigitte Meyer-Landrut ile konukları karşıladı.
İstiklal Marşı ve Avrupa Birliği marşının okunmasını açış konuşmaları takip etti. Dört yıllık görev süresinin sonuna geldiğini ve bu yıl Ankara'da Avrupa Günü'nü son kez kutladığını belirterek konuşmasına başlayan Büyükelçi Meyer-Landrut, "Son 4 yılda Türkiye'yi Doğu'dan Batı'ya, Kuzey'den Güney'e gezdiğim ve sayısız harikasını keşfettiğim için ne kadar ayrıcalıklı olduğumu biliyorum. Leziz gastronomisinden, ülkenin dört bir yanındaki endüstriyel dinamizme, insan uygarlığının beşiği Mezopotamya'dan, büyüleyici Akdeniz kıyılarına ve içmek için ikram edilen sayısız bardak çay ve 'az şekerli' Türkçeye kadar" ifadelerini kullandı. Landrut şöyle devam etti:
"BİZE İLHAM VEREN SİZİN DİRENCİNİZ OLMUŞTUR"
"Bu hatıraların yanı sıra, son yıllarda karşı karşıya kaldığımız pek çok zorluğun ardından Türk halkının direncine dair canlı izlenimlerimi de yanımda götürüyorum. Orman yangınlarından geçtiğimiz yıl meydana gelen trajik depremlere kadar, AB ve üye devletleri her zaman yardım çağrınıza cevap vermiştir. Bize ilham veren, kolektif ve istikrarlı desteğimizin yanı sıra sizin direnciniz olmuştur.
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı hâlâ devam ediyor. Gazze'deki savaş ve Orta Doğu'daki geniş çaplı istikrarsızlık, bölgede ve ötesinde bir güvensizlik ve çatışma dönemine işaret ediyor. Barış ve birlik için bir kutlama olan Avrupa Günü vesilesiyle bir araya gelmişken, barış ve güvenliğin ne kadar kırılgan olabileceğini ve kıtamızda ve ötesinde bunu korumak, teşvik etmek ve savunmak için nasıl çalışmamız gerektiğini kendimize hatırlatalım. Bu sorumluluk hepimize aittir.
"İLİŞKİLERİMİZ OLMASINI İSTEDİĞİMİZ BİR AŞAMADA DEĞİL"
Dört yılım yavaş yavaş sona ererken, ortak başarılarımızı ve ortak zorluklarımızı değerlendirmenin zamanı geldi. Türkiye-AB ilişkileri kesinlikle olmasını istediğimiz bir aşamada değil. Bu karmaşık ve çok yönlü bir ilişkidir. Bununla birlikte, Türkiye aday bir ülkedir, ilişkilerimiz onlarca yıl öncesine dayanmakta ve sayısız ve benzeri görülmemiş krizler karşısında dayanıklılığını kanıtlamıştır. Geçtiğimiz dört yıl boyunca dış politika, ticaret, yatırımlar, göç, bağlanabilirlik, yeşil ve dijital dönüşüm gibi karşılıklı menfaatlerimizi ilgilendiren pek çok alanda yorulmak bilmeden çalışmaya devam ettik. Bu başarılar ancak Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin tam desteği ve işbirliği, özellikle de Bakan Yardımcısı Mehmet Bozay ve Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı'ndaki ekibinin desteği ile mümkün olmuştur.
Sevgili Mehmet, mükemmel işbirliğimiz ve dostluğunuz için size ve tüm çalışma arkadaşlarınıza tekrar içtenlikle teşekkür ediyorum. Ayrıca, çalışmaları ve özverileri için birçok Türk ortağımıza ve katılımları ve destekleri için AB üye devletlerine de teşekkür etmek istiyorum. Mansur Yavaş'a da bu gece aramızda olduğu için ve çalışmalarımıza verdiği destek için teşekkür etmek istiyorum. Son olarak, AB Delegasyonu'ndaki tüm çalışma arkadaşlarıma, özellikle salgın ve depremlerin getirdiği zor zamanlarda gösterdikleri bağlılık, kararlılık ve sıkı çalışma için teşekkür etmek istiyorum. Bana sık sık bu delegasyonun dünyanın en büyük delegasyonu olduğu hatırlatılsa da, bu yıl AB'nin Türkiye'deki varlığının 50'nci yıl dönümünü kutladığımız şu günlerde, aynı zamanda en eskilerinden biri olduğunu da öğrendim."
YAVAŞ: AB ÜLKESİ VE KURUMLARINDAN ÜLKEMİZİN AB ÜYELİĞİ ÇABALARINI DESTEKLEMELERİNİ BEKLİYORUZ
Sözlerine görev süresi dolan Büyükelçi Meyer-Landrut'a Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesi yolundaki özverili çalışmaları ve katkılarından dolayı teşekkür ederek başlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş konuşmasının devamında şunlara değindi:
"AB kurumları ile Türkiye’deki yerel yönetimler arasında da ilişkilerin geliştirilmesinde birçok projeye imza attı. Ankara özelinde de Belediyemiz tarafından yürütülen SMART Ankara Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı ile ilgili, kendisi ile çok yakın işbirliği yaptık ve birçok projeyi hayata geçirdik. Vermiş olduğu destekten dolayı bir kez daha huzurlarınızda kendisine teşekkür ediyorum.
Bildiğiniz üzere Türkiye’nin AB’ye üyelik girişimi Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma idealinin bir göstergesidir. Ortak Avrupa ruhunun temeli olan demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü sağlamada Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefi çok önemli katkılar sunmaktadır. Bu nedenle Türkiye uzun zamandır bu yolda attığı adımlarla AB’ye üyelik için hazır olduğunu göstermiştir. Ülkemizin kuzey ve güneyinde yaşananlar ise Türkiye’nin AB için ne kadar öneme sahip olduğunu gözler önüne sermektedir. AB üyesi ülkeler ile AB kurumlarından da ülkemizin AB üyeliği konusundaki çabalarını desteklemeleri ve önyargıları aşarak bir an önce Türkiye’nin tam üyeliğinin gerçekleşmesi için gerekli iradeyi göstermelerini bekliyoruz.
Bu vesile ile Avrupa Günü'nü kutluyor, başta Avrupa halkları olmak üzere tüm insanlık için daha sağlıklı, mutlu ve barışın hakim olduğu bir dünya diliyor, saygılarımı sunuyorum."
BOZAY: AVRUPA BU SEFER BU DÖNÜM NOKTASINI KAÇIRMASIN DİYORUZ
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Bozay ise şunları kaydetti:
"Türkiye stratejik bir aday ülke. Avrupa ile coğrafi, kültürel, tarihi, ticari ve siyasi ilişkileri var. Türkiye Avrupa'nın tüm organizasyonlarına da üye. Biz AB'nin somut adımlar atmasını bekliyoruz ve önümüzdeki dönemde de AB'nin adımlarının hızını, düzeyini, kapsamını yakından takip ediyor olacağız.
Kuzeyimizde bir savaş devam ediyor. Filistinlilere yönelik eşi benzeri görülmemiş bir durum söz konusu. Aday ülke olarak Türkiye 360 derecelik dış politikamızla tam ortada yer alıyoruz.
Pek çok zorlukla karşı karşıyayız. Ama birçok imkân da var. Ancak 'zamanın ruhunun' (zeitgeist) bir 'dönüm noktası' (zeitvende) olduğuna inanıyorum. Avrupa, bu sefer bu dönüm noktasını Avrupa kaçırmasın diyoruz.
AB'ye Uluslararası Donörler Konferansı'nı düzenledikleri için teşekkür ediyoruz. AB bu zor zamanlarımızda hemen yanımızda oldu."