Bütçe Haziran'da 275,3 milyar lira açık verdi. Aslında açıktan faiz harcamaları çıkarıldığında kalan tutar 176 milyar lira.

Faiz dışı bütçe, mevsimsellikten arındırıldığında ve yılın ilk çeyreğiyle kıyaslandığında bozulmanın sınırlı olduğu görülüyor. Yılın ilk yarısında geçen seneye kıyasla bütçe açığındaki artışın kaynağıysa faiz harcamaları.

Sol'un haberine göre Haziran'da faiz harcamaları yıllık yüzde 165 artışla 99,3 milyar lira oldu. Faize, Ocak-Haziran döneminde yüzde 109 artışla 574 milyar lira gitti.

Buna karşılık en düşük emekli aylıklarının 12 bin 500 liraya çıkarılmasının 6 aylık maliyeti sadece 33,2 milyar lira.

Sonuç sürpriz değil. Orta Vadeli Plan'da belirlenen faiz gideri hedefinin yüzde 46’sı yılın ilk yarısında gerçekleşti.

HER YÜZ LİRANIN 11'İ FAİZE 

Meclis'in hazırladığı bütçeye göre hükümet 2024 yılında 11 trilyon 89 milyar lira harcama yapacak. 

Bunun 1 trilyon 254 milyarı faiz harcamasına gidecek. Yani bütçeden harcanacak her 100 liranın 11,3 lirası faize gidecek.

İktidar 2024 yılında 8 trilyon 437 milyar lira gelir elde etmeyi planlıyor. Bunun 7 trilyon 408 milyar lirası vergilerden toplanacak. Bu durumda toplanan vergilerin yüzde 16,9’u faiz harcamalarına gidecek. Bu hedefler tutturulamazsa önceki senelerde olduğu gibi vergi giderleri artabilir.

Faiz giderlerinin dış borçlardan türev ürünlere kadar birçok alt başlığı bulunuyor. Pastada en büyük dilim, devletin yerli sermayeye verdiği iç borçlanma senetlerinin. Geçen ay faiz harcamalarının yüzde 87'si buraya yapıldı.

Faizin harcamalar içindeki payı da arttı. Faiz giderlerinin bütçe giderlerine oranı 2023'te yüzde 10,2'ydi. Bu oran 2024'ün ilk yarısında yüzde 12,2'ye yükseldi. Aynı seviye en son 2013 yılında kaydedilmişti.

TEFECİLER KAZANIYOR

"Şimşek programı"yla başlayan yüksek faiz dönemi, patronların devlet tahvillerine iştahını kabartmış durumda. Üstelik bu defa yabancı sermaye de el yükseltiyor.

Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Hans-Christian Wietoska Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerinde yıl sonuna kadar en az 10-15 milyar dolarlık daha tahvil girişi olabileceğini söyledi.

Burada da bakış açısında büyük bir değişiklik söz konusu. Yabancılar tahviller konusunda oldukça heyecanlı. Kısa süre önce uluslararası yatırımcılarla bir toplantıdaydım ve Türkiye en gözde ülkelerden biriydi. Yatırımcılar sabit gelir ticaretine girmekle çok daha fazla ilgileniyorlar. Henüz yolun başındayız ancak son 8 haftada (Türk Lirası cinsinden tahvillere) 8,5 milyar dolarlık giriş gördük. Bu rakam yıl sonuna kadar 20 milyar dolara kadar çıkabilir. Yani bu yılın sonuna kadar en az 10-15 milyar dolarlık daha tahvil girişi için imkan var. Önümüzdeki yıl bu rakam daha da artabilir ve mevcut yaklaşık 10 milyar dolara kıyasla toplamda 30-40 milyar dolara ulaşabilir.

PATRONLARDAN ALINACAK 1,8 TRİLYON LİRADAN VAZGEÇİLDİ

Patronların kasasına akan faizin yüküyse emekçilerin omuzlarında. Vergilerin yüzde 65'i ÖTV ve KDV'den geliyor. Eşitsizliği perçinleyen vergi sistemi, büyük patronlara gelirlerine kıyasla neredeyse hiç vergi ödetmiyor.

Devletin 2024'te vazgeçtiği vergi geliri 2,2 trilyon lira. Bundan asgari ücrete tanınan muafiyet gibi emekçilerin kazanımı olan kalemler düşüldüğünde geriye 1,8 trilyon lira kalıyor. Bu tutarın neredeyse tamamı sermayeye tanınan vergi muafiyeti ve istisnalarından oluşuyor.

Örneğin, SPK verilerine göre Koç grubuna ait Arçelik, 2023'de 7,1 milyar lira kâr elde etti. Ancak şirket, kurumlar vergisi oranı yüzde 25 olmasına karşın, kârının sadece yüzde 2’si kadar yani 152 milyon lira vergi ödedi. Ödemesi gereken vergi 1 milyar 789 milyon liraydı. İktidar teşvik, muafiyet, indirim vb. uygulamalarla Arçelik’ten alacağı verginin 1 milyar 637 milyon lirasından vazgeçti.

YENİ PAKETTEN PATRONLARA SEMBOLİK VERGİ ÇIKTI

Ekonomi yönetiminin bu eşitsizliğin dengeleyeceği iddiasıyla hazırladığı son vergi paketi geçtiğimiz günlerde Meclis'e sunuldu. "Sermaye vergilendirilecek" savunusuyla sunulan teklifin ayrıntılarıysa aksini gösteriyor.

Etki analizi çalışmalarına göre vergi paketi gelecek yıl tahminen 120 milyar lira vergi geliri sağlayacak. Bu tutar yılın başında patronlara sağlanan imtiyazların sadece yüzde 7'si kadar.

Paketin ölçülebilir gelirinin yaklaşık yarısının yurt içi asgari kurumlar vergisi kaleminden gelmesi bekleniyor. Bu kalemden beklenti 70 milyar lira düzeyinde.

1992'de kısa süreliğine uygulanan bu vergiyse büyük sermayeyi rahatsız etmeyecek türden. 

Kurumlar vergisi mükellefleri yıllık beyannamelerini verdiklerinde, giderlerini düştükten sonra ­aşağıda yazılan istisnaları da düşecek. Bu işlemlerin ardından ulaşılan kârlara asgari kurumlar vergisi oranını yani yüzde 10 uygulanacak.

Ayrıca ilk defa faaliyete başlayan kurumlar üç hesap dönemi boyunca bu vergiyi ödemeyecek.

Asgari kurumlar vergisi hesaplamasında dışarıda bırakılacak istisna ve muafiyetler şöyle:

  • İştirak kazançları istisnası
  • Emisyon primi kazanç istisnası
  • Risturn istisnası
  • Sahip olunan taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında (d) bendinde sayılan yatırım fon ve ortaklıklarıma istisna kazançları
  • Finansal kiralama şirketleri ve varlık kiralama şirketleri ile yapılan sat geri kirala işlemlerinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna
  • Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesi ve devrinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna
  • Girişim sermayesi fonu indirimi
  • Korumalı iş yeri indirimi
  • Teknoloji geliştirme bölgesi kazanç istisnası (Küçük işletme tanımına giren kurumlar için)
  • Ar-ge ve tasarım indirimleri (Küçük işletme tanımına giren kurumlar için)