Üzerinde yaşadığımız toprağın mahsülü bu millete baktığınızda,
Hep iki tür YAZARA sahip olmuş!
Üçüncü yazar tipi hiç gelişmemiş...
Ya
İyiyi,
Doğruyu,
Güzeli hedefleyen vicdanlarıyla,
Fakirden yana olmuş FAKİR yazarları...
Cumhuriyetin kuruluşundaki bir kısım ilk yazarlar gibi...
Ya da
Her dönemin yanar döner fırıldak,
ZENGİN yazarları...
1946 sonrası,
ABD’ye açılan kapımız ile birlikte yol alan yazarlar...
Günümüz de dahil olmak üzere...
Kısaca,
Fakir yazarlar,
Zengin yazarlar...
***
YAŞLILIĞA YÜZ TUTUNCA
FAKİR YAZARLAR
Çocukluklarında,
Ayşe ve Fatma’yla oynadıkları “birdir bir" oyununu...
Zengin rahat uyusun diye,
Askerde Ahmet ve Mehmet’le tuttukları nöbet saatlerini...
Haksızlıklar karşısında direnince,
Ödedikleri bedelleri...
Ülkenin yarınını,
Çocukların geleceğini “endişeyle" ANLATIRLAR ...
ZENGİN YAZARLAR İSE...
Devleti soyup,
Milleti kandıran...
Siyasilerle,
Bürokratlarla,
Mafyacılar ile elde edilen kirli ranttan,
Nasıl pay aldıklarını...
Seyahatlerini...
Flörtlerini...
Sağcının,
Solcunun,
Dincinin,
Mafyacının babalarıyla...
Dön babam dön,
Ye babam ye,
Yaz babam yaz günlerini ANLATIRLAR...
***
YAPACAK BİR ŞEY YOK!
Sağcısı gücü eline geçirince,
Soldan kendisine küfredeni satın alır korur...
Solcusu gücü eline geçirirse,
Sağdan kendisine küfredeni satın alır korur...
Dincisi gücü eline geçirince,
Her ikisinin de karışımlarını satın alır korur...
***
Tüm pisliklerden uzak durmuş...
Ülkesine ve halkına zarar vermemiş...
VİCDANININ SESİYLE,
Yazmış çizmiş FAKİR YAZAR isen;
Sana,
Ne gazetelerinin köşelerinde,
Ne de televizyon ekranlarında yer vermezler arkadaş!
İşte bu yüzden,
Bu devirde YAZMAK,
YAZAR OLMAK zor kadar zor arkadaş!