Toplumsal’ın “vatan, emek, hürriyet” şiarıyla yıllardır tüm engellere rağmen devam ettirdiği emekten ve Aydınlanmadan yana habercilik anlayışı hem yandaş hem sözde muhalif fincancı katırlarını ürkütmeye devam ediyor.
Toplumsal Yayıncılık’la ortaklaşa düzenledikleri kitap fuarının masraflarını ve belediye adına satın aldıkları kitapların ücretini ödemeyen Beşiktaş Belediyesi, dava süreci devam ederken bu sefer de Toplumsal emekçilerini taciz etmeye başladı.
Geçtiğimiz pazartesi, yani 30 Ocak’ta haber merkezimizden bir mesai arkadaşımızı arayan Beşiktaş Belediyesi Kurumsal İletişim Müdürü Arzu Pazarcıklı; arkadaşımızın “kendisini Beşiktaş Belediyesi’nin çalışanı olarak tanıttığını” iddia ederek “Beşiktaş Belediyesi adına piyasayı aradığını” söylemiş; sözüm ona uyarmak bahanesiyle aba altından sopa göstermişti. Çalışanımızın, aradığını iddia ettiği insanlarla kendisini yüzleştirmesi önerisini ise kendince geçiştirmişti.
Bugün yine aynı mesai arkadaşımızı arayan Pazarcıklı, mesai arkadaşımıza “bir karışıklık olduğunu fark ettik, özür dileriz” dedikten sonra “bir haber dolayısıyla araştırma yaptığınızı fark ettik, nasıl yardımcı olabiliriz” diye sordu. Pazarcıklı, karışıklığın “Beşiktaş Belediye Başkanı sebebiyle mi” olduğunu soran arkadaşımıza yanıt vermediği gibi çalışanımızla hiçbir sorumluluğu bulunmayan “karışıklığı çözmek” bahanesiyle haber merkezimizden bağımsız iletişime geçmeye çalıştı.
Toplumsal Haber Merkezi olarak bu türden aba altından sopa göstermelere de iyi niyet şovlarına da alışığız. Hem yandaş hem sözde muhalif ‘yolsuz’lar gayet iyi bilir ki Toplumsal emekçileri böylesi ucuz ayak oyunlarıyla çözülmez. Bunu en iyi bilenlerden biri de Beşiktaş Belediye Başkanı’dır.
Toplumsal, hem yandaşların hem sözde muhaliflerin tüm taş koymalarına rağmen emek ve Aydınlanmadan yana gazeteciliğine devam edecek...