Berkay'la başladı. “Her şey güzel olacak” dediğinde, bir şarkıdan fazlasını söyledi. O cümle, umut isteyen milyonların diline dolandı. Bir çağrıydı. Bir taraf seçmeydi.
Ama şimdi?
O ses susturuldu.
Hesabı kapatıldı.
Ve ardından bir bir diğerleri…
Gazeteciler, sanatçılar, sivil toplum temsilcileri, aktivistler, öğrenciler…
X’te ne kadar eleştirel ses varsa, “yasal talep üzerine” susturuldu.
Bir gece ansızın dijital bir BÜYÜK DEPREM yaşandı.
Hafif bir sarsıntı değil bu.
Yok sayılan özgürlüklerin, bastırılan fikirlerin, gömülen hakikatlerin sarsıntısı.
Devlet eli değdi.
Ve bu defa o el, sadece ekranlara değil; hafızalara, vicdanlara, konuşma cesaretine uzandı.
Gerekçe mi?
Milli güvenlik.
Halkı yanıltma.
Dezenformasyon.
Ama gerçekte engellenen, halkın bizzat kendisi.
Bu çağda bir tweet, bir oy kadar kıymetli.
Bir hesap, bir meydan.
Bir platform, bir ifade alanı.
Hesap kapatmak, fikir öldürmek değildir belki.
Ama halkı aldatma, toplumun sesini kısmaya çalışma, dijital sansür uygulama tam olarak budur.
Şimdi sormak gerekiyor:
Bu depremde sadece X mi çöktü, yoksa hukukun temelleri mi?
Susturulan Berkay mıydı, yoksa umut muydu?
Ve susturulan her bir hesap, geleceğin özgürlük raporuna kara bir leke olarak mı geçecek?
Ama unutmayın:
Tweet silinir, fikir kalır.
Hesap gider, hafıza unutturmaz.
Bir gece gelir, ama o gece mutlaka sabaha varır.
Bu büyük depremin artçıları sürüyor.
Ama toplum artık her sarsıntıyı not ediyor.
Ve bir gün…
Sarsılmayan tek şey: halkın hafızası olacak!
Yeni bir yazıda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın...