Atatürk Stadı...

Tarih 30 Haziran 2002...

Stat Galatasaray Olimpiyakos maçı ile kapılarını açtı...

Yapım aşamasında belki de Türkiye'nin en büyük stadyumunun bu kadar boş kalacağı kimsenin aklının ucundan bile geçmemişti...

Yakın zamanda metronun yapımı ile ulaşım sorunu bir nebze olsun çözülmeye çalışılan stat futbolseverlere hiçbir zaman cazip gelmedi...

İstanbul'un en elverişsiz ikliminin hüküm sürdüğü bir yerde yapılması da başka bir handikap olarak hep karşımıza çıktı...

Kime ev sahipliği yaptığı da bilinmeyen Atatürk Olimpiyat Stadı 20 yılı aşkın süredir hiçbir takımı ve taraftarını mutlu etmedi...

Yalnızca isminde  ATATÜRK olması bizleri ziyadesiyle mutlu etse de futbol adına konumu ve ulaşımı nedeniyle olumsuz bir stat olarak futbolseverlerin zihnine kazındı...

Karagümrük Beşiktaş maçında da bu olumsuz tablo günyüzüne çıktı...

Son 5 maçını kazanan, üst sıralarda konuşlanan, formda bir Beşiktaş ve bir avuç sevdalısı ile Karagümrük karşılaşıyor...

77 bin kişi kapasiteli statta tribünde toplam 4 bin taraftar yer alıyor...

İşin bir anlam ifade etmeyen yanı da bomboş statta ve bu soğukta Beşiktaş taraftarına ayrılan bölüm...

Açık tribünü Beşiktaş taraftarına kim layık gördüyse buna karşı çıkmayan Beşiktaş yönetimi en az bunu reva görenler kadar sorumludur diyeceğim ama yönetim o sorumluluğu alır mı onu bilemem...

Atatürk Olimpiyat Stadı Karagümrük Beşiktaş maçının  önüne geçti ancak statların konumları ve isimlerine takıntımın olduğunu beni tanıyanlar bilir...

Neyse iki laf da maç için söyleyeyim...

Son 5 haftanın Beşiktaş'ı sahada yok...

İlk 25 dakika geride ve orta sahada top gezdiren bir takım...

Gol sonrası bu maç bitti havası...

Yanlış tercih mi desem zorunlu değişiklik mi desem yalnızca hoca iyisini bilir mi desem bir dolu karmaşık soru...

Tabii ki bunlar beni aşar, hoca hakkında yorum yapmak kimsenin haddi değil...

Şenol Güneş'in kardeşi Bahattin Güneş'in rahatsızlığının da hocayı etkilediği bir gerçek...

Bahattin hocaya acil şifalar temennisinden sonra birkaç satır da çok önemli iki değerlerimiz için... 

O iki değeri anmak da hepimizin  borcu...

1 Şubat 1979'da katledilen basın büyüğümüz, duayenimiz Abdi İpekçi'ye ve de yine 1Şubat 1999'da kaybettiğimiz Gülpembe'nin sevdalısı Barış Manço'ya yattıkları yerde huzur diliyorum...

İyi ki bizim Abdi İpekçi'miz iyi ki bizim Barış Manço'muz oldular...

Subat 1'de benden bu kadar...

Hoş kalın dost kalın...

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }