Ankara Kasaplar Odası, kırmızı et üretimi ile ilgili temel sorunları sıraladı. Öncelikle açıklanan büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısının gerçeği yansıtmadığı belirtilirken girdi fiyatlarının çok yüksek olduğu, damızlık hayvanların kesime gönderildiği, tüketicinin alım gücünün düşük olduğu, ithal etlerin hangi kalitede olduğunun bilinmediği vurgulandı. Oda Başkanı Fazlı Yalçındağ, kendi ineğinin yavrularını besleyerek et üretecek hale getiren gerçek üreticinin neredeyse yok noktasında olduğunu belirterek hayvancılık sektörünün bütüncül yaklaşımla ele alınması ve geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Ankara Kasaplar Odası Başkanı Fazıl Yalçındağ, oda tarafından hazırlanan kırmızı et üretimindeki temel sorunlara ve önerilere ilişkin tespitleri kamuoyuyla paylaştı. Kendi ineğinin yavrularını besleyerek et üretecek hale getiren gerçek üreticinin neredeyse yok noktasında olduğunu vurgulayan Yalçındağ, hayvancılık sektörünün bütüncül yaklaşımla ele alınması gerektiğine işaret etti.
Kırmızı et üretiminde geçmişten gelen ve bir türlü çözülemeyen yapısal sorunlar bulunduğu vurgulanan Ankara Kasaplar Odası’nın açıklamasında şu değerlendirmelere yer verildi:
"KIRMIZI ETTE YAŞANAN PROBLEM SATIŞ NOKTASINDA DEĞİL, ÜRETİM NOKTASINDAN KAYNAKLANMAKTADIR"
"Kırmızı et üretiminde geçmişten gelen ve bir türlü çözümlenemeyen önemli yapısal sorunlar bulunmaktadır. Bu temel sorunlar arasında; çiğ süt fiyatlarının dengelenmemesi, süt sığırcılığındaki istikrarsızlık, süt ineklerinin kesime gönderilmesi, besilik materyal sıkıntısı, buzağı ve kuzu kayıpları, hastalıklar ve çeşitli nedenlerle hayvan kaybı, Türkiye’ye özgü bir etçi sığır ırkının bulunmaması, hayvan ıslahı politikasındaki eksiklikler, aile işletmeciliğinin sürekli kan kaybetmesi, çayır ve meraların kullanılamaz hale gelmesi, kaba yem üretimindeki kısıt, sanayi yeminde aşırı fiyat artışı, besicilikte girdi maliyetlerinin yüksekliği, üretimde yetersizlik, ülkesel boyutta kesim standardı uygulanmaması, karkas için sınıflandırma yapılmaması vb sayılabilir. Kırmızı ette yaşanan problem satış noktasında değil, üretim noktasından kaynaklanmaktadır.
HAYVANCILIKLA İLGİLİ DOĞRU VERİLERE İHTİYAÇ VARDIR
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ülkenin hayvancılık politikasını belirleyip yürütebilmesi veya hayvancılık sektöründe faaliyet gösterenlerin yatırımlarını planlayabilmesi için hayvancılıkla ilgili doğru verilere ihtiyaçları bulunmaktadır. Ülkemizde kırmızı et kaynağı olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar yetiştirilmektedir. Büyükbaş hayvan sınıfında sığır ve manda, küçükbaş hayvan sınıfında ise koyun ve keçi türleri bulunmaktadır. Son olarak 2022 yılına ait hayvancılık verileri 2023 yılı mayıs ayı itibariyle TUİK tarafından yayımlanmıştır. Buna göre 2022 yılında 17,03 milyon büyükbaş ve 56,2 milyon küçükbaş hayvan olduğu, 2022 yılında 5,5 milyon büyükbaş ve 27,6 milyon küçükbaş hayvan kesildiği belirtilmektedir. Bir yıl içerisinde et üretimi amacıyla kesilen hayvanların o yıldaki hayvan sayısına oranı 'Kesimlik Güç Oranı (KGO)' olarak tanımlanmaktadır. Buna 'Kasaplık Güç Oranı' da denmektedir. Ülkemizde KGO hesaplanırken et üretim istatistiklerine ithalat verilerin de dahil olduğu dikkate alınmalıdır.
“İTHAL ETLER, MAĞAZA SAHİPLERİNİ ZENGİN ETMEKTEN BAŞKA HİÇBİR AMACA YARAMAMIŞTIR”
Ülkemizde kırmızı et üretiminin yüzde 50`ye yakın bölümünü üreten büyük üretici, piyasada et fiyatlarının oluşumunda söz sahibi konumundadır. İthalata rağmen kesim fiyatlarında devam eden yükseliş, tüketicilerin sınırlı olan satın alma gücüyle kriz, süreci yönetilemez noktaya getirmiştir. Yükselen karkas kesim fiyatlarına paralel olarak artan besilik dana fiyatları sektörü kısır bir döngüye sokmuştur. Ülkemizde Perakendeciler Derneği (PERDER) üyesi 3-5 zincir mağazacılık sistemine satılan ithal etler mağaza sahiplerini zengin etmekten başka hiçbir amaca yaramamıştır.”
Ankara Kasaplar Odası'nın 10 başlıkta topladığı kırmızı et üretiminde temel sorunlar şöyle:
"- AÇIKLANAN BÜYÜKBAŞ VE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR: Hayvan üreticileri bazı devlet desteklerinden (TMO’dan yem ham maddesi vb) yararlanmak için hayvan sayısını yüksek gösterebilmektedir. Üreticiler ölen veya kesilen hayvanların düşümlerini tam olarak yapmamaktadır. Tarım ve Orman İl Müdürlükleri başarısız olarak değerlendirilmemek için sayıları yüksek gösterebilmektedir. Besi ahırlarında kapasitenin çok altında hayvan mevcuttur. Hayvan pazarları adeta boş durumdadır. Et üretim istatistikleri ithalat yoluyla gelen kesimlik hayvan ve et ithalat verilerini de kapsamaktadır.
BESİCİLİK MODELİNDE YAPISAL SORUNLAR BULUNMAKTADIR: Kendi ineğinin yavrularını besleyerek et üretecek hale getirilen gerçek üretici neredeyse yok noktasındadır. Bir yandan dana, bir yandan yem alınarak yapılan fason besicilik modeli pahalı üretimi de beraberinde getirmektedir. Küçük ve orta ölçekli besicilik modeli sürekli kan kaybetmektedir.
- HAYVAN BESLEMEDE KULLANILAN GİRDİLER BESİCİLER İÇİN ÇOK YÜKSEKTİR: Sanayi yemi fiyatları çok yüksektir. Yem hammaddesinde dışa bağımlılık söz konudur. Kaba yem üretimi besicinin ihtiyacını karşılamamaktadır. Zirai üretimdeki çayır ve yem bitkisi doğru hasat yapılarak tam olarak değerlendirilmemektedir. İllerde kaba yem borsası bulunmaması eksikliktir.
DAMIZLIK HAYVANLAR KESİME GİTMEKTEDİR
Süt fiyatlarına yapılan baskı, kuraklık ve yüksek yem fiyatları nedeniyle damızlık süt inekleri ve düveler kesilmektedir. 1 kilogram süt-1,5 kilogram yem paritesi bozulmuştur. Çiğ süt fiyatı üretim maliyetini karşılamamaktadır.
TAVSİYE ÇİĞ SÜT FİYATLARI SANAYİCİLER TARAFINDAN BELİRLENMEKTEDİR
Tavsiye çiğ süt fiyatlarının dünyada olduğu gibi Tarım ve Orman Bakanlığınca açıklanmalıdır. Fiyatlar aylık olarak açıklanmalıdır. Hastalıktan ari işletmelerden elde edilen sütler teşvik edilmeli, ari işletmelerin çevresindeki işletmeler de sisteme dahil edilerek bölgeselleşmeye geçilmelidir.
KESİMHANELERDE ÜLKE GENELİNDE STANDART UYGULANMAMAKTADIR
Bazı kesimhanelerde yağlı kesim, bazı kesimhanelerde yağsız kesim uygulanmaktadır. Kesimhanelerde mevzuatta belirtilen karkas tanımına uygun olarak ülke genelinde bir örnek bir kesim standardı uygulanmalıdır. Kesimhanelerde mevzuat gereği resmi veteriner hekimlerce uygulanan sağlık işareti izlenebilirlik açısından etkin şekilde takip edilmelidir. Toptancı, perakendeci ve kasaplara bir örnek bir kesim standardı uygulanmış karkas verilmesi sağlanmalıdır. Ülke genelinde karkas etin sığır ve koyun olarak damgalanması yerine dana, inek vb ayrım yapılması sağlanmalıdır. Ülkemizde kesimhanelerde karkas et için sınıflandırma yapılması henüz uygulanmamakta olup, gecikmeden uygulanması sağlanmalıdır.
TÜKETİCİLERİN GELİRLERİ VE ALIM GÜCÜ DÜŞÜKTÜR:
Temel gıda maddesi satın almada sıkıntılar yaşanmaktadır. Tüketiciler için kapsamlı bir et ve süt alım desteği uygulaması bulunmamaktadır. Düşük gelir düzeyindeki tüketicilere et alım desteği programı değerlendirilmelidir.
İTHAL EDİLEN ETLERİN HANGİ KALİTEDE OLDUĞU BİLİNMEMEKTEDİR
ESK tarafından perakendeciye seçme imkânı verilmemektedir. Satış yerleri ve tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi için, ithal edilen taze soğutulmuş veya dondurulmuş karkas etlerin hangi kalitede olduğu şeffafça paylaşılmalıdır. Lop et ithalatı yapılmamalıdır. İthal etlerin “yerli ve milli et veya ürün” olarak pazarlanmasına müsaade edilmemelidir.
HAYVANCILIK SEKTÖRÜ BÜTÜNCÜL YAKLAŞIMLA ELE ALINMALIDIR
Ülkemizdeki kırmızı et, beyaz et, süt, yumurta arzı ve tüketimi dikkate alınarak hazırlıklı olunmalı, akılcı, kalıcı ve sürdürülebilir politikalarla hayvansal üretim mutlak surette artırılmalıdır. Küçükbaş hayvan üretimindeki tüketimindeki pay mutlaka artırılmalıdır. Beyin ve vücut gelişimi için en önemli bir gıda olan kırmızı et üretiminde kendimize yeter düzeyde ve hatta ihracat yapacak konumda olunmalıdır. İlgili mesleki ve sektörel kuruluşlar, ilgili fakültelerin sektörün bütüncül yaklaşıma katılımı sağlanmalıdır."